Uygulamayı Edinin popüler
Ana Sayfa / Diğer / Erkeğin Suçluluğu, Kadının Özgürlüğü
Erkeğin Suçluluğu, Kadının Özgürlüğü

Erkeğin Suçluluğu, Kadının Özgürlüğü

5.0
12 Bölümler
169 Görüntüle
Şimdi Oku

Dokuzuncu evlilik yıldönümü partilerinde, Aslı'nın kocası hamile metresini eve getirdi. Aslı'ya eşyalarını misafir odasına taşımasını ve ev sahibeliği yapmasını söyledi. "Oğlumu taşıyor," dedi. "Uslu bir kız ol." Ama en kötüsü bu değildi. Birkaç gün sonra metresinin "komplikasyonları" oldu. Kan nakline ihtiyacı vardı. Nadir bir kan grubuna sahipti - Aslı'yla aynı. Kocası, adamlarına Aslı'yı sürükleyerek özel bir hastaneye götürttü. Aslı'nın ciddi bir kalp rahatsızlığı vardı ve doktor, tam bir kan naklinin kalbini durdurabileceği konusunda onu uyardı. Kocası ise doktoru umursamadı. "Yapın," diye emretti. "Tüm sorumluluğu üstleniyorum." Onu kâğıtları imzalamaya zorlarken, "Bunu bana borçlusun, Aslı. Sana bunca yıl verdiklerimden sonra," dedi. Kanı çekilirken kalp monitörü çığlık atmaya başladı. Ama metresi yan odadan ona seslendi. Kocasını, doktoruna "hızlandır şunu" diye çıkışıp onun yanına koşarken Aslı'yı masada bıraktı. Ona duyduğu dokuz yıllık aşk, o hastane yatağında son nefesini verdi. Ama Aslı ölmedi. Hayatta kaldı. Ve bekledi. Kocasının dedesinin 80. yaş gününde, tüm güçlü ailesinin önünde bir kurye geldi. Hediye taşımıyordu. Aslı'dan gelen, imzalanmış boşanma belgelerini ve kocasının onu nasıl öldürmeye çalıştığını detaylandıran resmi tıbbi raporu içeren bir paket taşıyordu.

İçerikler

Bölüm 1

Dokuzuncu evlilik yıldönümü partilerinde, Aslı'nın kocası hamile metresini eve getirdi. Aslı'ya eşyalarını misafir odasına taşımasını ve ev sahibeliği yapmasını söyledi.

"Oğlumu taşıyor," dedi. "Uslu bir kız ol."

Ama en kötüsü bu değildi. Birkaç gün sonra metresinin "komplikasyonları" oldu. Kan nakline ihtiyacı vardı. Nadir bir kan grubuna sahipti - Aslı'yla aynı.

Kocası, adamlarına Aslı'yı sürükleyerek özel bir hastaneye götürttü. Aslı'nın ciddi bir kalp rahatsızlığı vardı ve doktor, tam bir kan naklinin kalbini durdurabileceği konusunda onu uyardı. Kocası ise doktoru umursamadı.

"Yapın," diye emretti. "Tüm sorumluluğu üstleniyorum."

Onu kâğıtları imzalamaya zorlarken, "Bunu bana borçlusun, Aslı. Sana bunca yıl verdiklerimden sonra," dedi.

Kanı çekilirken kalp monitörü çığlık atmaya başladı. Ama metresi yan odadan ona seslendi. Kocasını, doktoruna "hızlandır şunu" diye çıkışıp onun yanına koşarken Aslı'yı masada bıraktı.

Ona duyduğu dokuz yıllık aşk, o hastane yatağında son nefesini verdi.

Ama Aslı ölmedi. Hayatta kaldı. Ve bekledi.

Kocasının dedesinin 80. yaş gününde, tüm güçlü ailesinin önünde bir kurye geldi. Hediye taşımıyordu. Aslı'dan gelen, imzalanmış boşanma belgelerini ve kocasının onu nasıl öldürmeye çalıştığını detaylandıran resmi tıbbi raporu içeren bir paket taşıyordu.

Bölüm 1

Kristal şampanya kadehi Aslı Mertoğlu'nun elinde soğuk bir his bırakıyordu. Bu bir kutlama olmalıydı, dokuzuncu evlilik yıldönümü partileri. Bebek'teki çatı katı dairesi, Demir'in arkadaşlarının kahkahaları, kadehlerin şıngırtısı ve alçak sesli müziğin uğultusuyla çınlıyordu.

Ama parti, Demir Karam içeri girdiği an Aslı için bitmişti.

Yalnız değildi. Kolunda yeni küçük analisti Ceyda Doğan vardı, eli sahiplenircesine şişkin karnının üzerindeydi. Hamileliği apaçık ortadaydı.

Ceyda ışıl ışıldı. Demir ise kalesindeki bir kral gibi gülümsüyordu. Onu doğruca Aslı'nın yanına getirdi.

"Aslı, hayatım," dedi Demir, sesi sanki havadan sudan bahsediyormuş gibi pürüzsüz ve rahattı. "Ceyda biraz yorgun hissediyor. Bundan sonra bizimle kalacak."

Aslı, yüzünde bomboş bir ifadeyle ona baktı.

Demir, ya farkında olmadan ya da umursamayarak devam etti. "Eşyalarını misafir odasına taşıyabilirsin. Ve Ceyda'nın ihtiyacı olan her şeyin olduğundan emin ol. Ne de olsa oğlumu taşıyor. İyi bir ev sahibeliği yap."

Sözleri havada asılı kaldı, her biri ayrı ve kasıtlı bir darbe gibiydi.

Aslı'nın midesi bulandı ama bu hissi bastırdı. Buna hazırlanıyordu. Aylardır işaretleri görmüştü - geç saatlere kadar dışarıda kalmalar, başka bir kadının sinmiş parfüm kokusu, gözlerindeki artan mesafe. Yanılmış olmayı ummuştu. Ama en kötüsüne hazırlanmıştı.

Sakin bir şekilde hafifçe başını salladı. Sonra arkasını dönüp yatak odalarına doğru yürüdü.

Arkasından Demir'in arkadaşı Can'ın güldüğünü duydu. "Gördün mü? Ne demiştim sana? Paspasın teki. Hep böyleydi."

Demir'in sesi kibirli bir eğlenceyle doluydu. "Ona üç gün veriyorum. Misafir odasında ağlar, sonra geri dönüp gömleklerimi katlamaya başlar. Yüz lirasına bahse girerim."

Kahkahaları koridor boyunca onu takip etti. Aslı yatak odasının kapısını kapattı, elleri sakindi. Eşyalarını toplamadı. Her şey zaten toplanmıştı. Kapının yanında, haftalar önce doldurulmuş iki valiz duruyordu. Çantasını aldı.

Dokuz yıl boyunca paylaştıkları odaya dönüp bakmadı bile. Orası artık onun evi değildi. Sadece bir kafesti.

Yatak odasından çıkıp ön kapıya doğru yürürken, parti misafirlerinin şaşkın yüzlerini görmezden geldi. Demir onu gördü ve gülümsemesi soldu.

"Nereye gittiğini sanıyorsun?" diye sordu, önüne geçerek.

"Gidiyorum, Demir." Sesi sessiz ama kararlıydı.

Demir alayla güldü. "Dramatik olma. Misafir odasına git ve sakinleş."

"Hayır."

Kolunu yakaladı, parmakları derisine gömülüyordu. "Şu bilekliği çıkar."

Bakışları, bileğindeki narin, değerli platin zincire sabitlenmişti. Bu sadece bir takı değildi; annesinin ona bıraktığı tek yadigârdı. Anı keskin ve acı vericiydi: annesi, ölüm döşeğindeyken, soğuk metali Aslı'nın avucuna koymuştu. O anda Demir'e, hayatının sonuna kadar Aslı'yı el üstünde tutacağına ve koruyacağına söz verdirtmişti. Bu tek, zalim taleple, sadece bir takı parçasını almakla kalmıyor, o kutsal yemini tamamen paramparça ediyordu.

"Neden?" diye sordu, sesi hâlâ sakindi.

"Ceyda kâbuslar görüyor," dedi, ifadesi buz gibi oldu. "Senin yüzünden suçluluk duyduğunu söylüyor. Onu bileğinde görmek onu daha da kötü yapacak. Ona senden daha çok lazım."

Bu zulüm nefes kesiciydi. Onu her şeyden, bu son, kutsal anıdan bile mahrum etmek istiyordu. Aslı, onun arkasından, küçük, muzaffer bir gülümsemeyle izleyen Ceyda'ya baktı. Bu bakış, Demir'in çiğnenmiş sözünün hayaletiyle birleşince, ona son, ürpertici bir güç verdi.

Demir'in gözlerinin içine baktı. "Haklısın. Ona gerçekten lazım."

Aslı, Ceyda'nın yanına yürüdü. Bilekliği kendi bileğinden çıkardı. "Sana ve bebeğine iyi dileklerimi sunuyorum," dedi usulca, sesi duygudan yoksundu.

Değerli zinciri Ceyda'ya uzattı. Ama Ceyda almak yerine, elini uzatıp kaptı. Kötü niyetli bir sırıtışla, bilekliği kasten ve zorla cam bir masanın keskin köşesine vurdu.

Mide bulandırıcı bir çatırtı duyuldu. Platin zincir koptu ve ortasındaki paha biçilmez pırlanta çatladı. Parçalanmış yadigârın parçaları yere saçıldı. Küçük bir metal parçası fırlayıp Ceyda'nın kolunu çizdi.

Derisinde ince bir kırmızı çizgi belirdi.

"Ayy!" diye çığlık attı Ceyda, kolunu tutarak. "Bebeğim! Bana vurdu! Bebeğime zarar vermeye çalışıyor!"

Demir'in yüzü öfkeyle kasıldı. Ceyda'nın yanına koştu, o minicik çiziği sanki ölümcül bir yaraymış gibi inceliyordu.

"İyi misin, tatlım? Bebek iyi mi?" diye mırıldandı, Aslı'yı tamamen görmezden gelerek.

Aslı neredeyse gülecekti. Sahne o kadar absürt, o kadar tam Demir'e özgüydü ki. Kendi acısını, kendi kaybını ve onun tam bir kayıtsızlığını hatırladı. Bu tezat acı bir haptı.

Demir ona döndü, gözleri alev alevdi. "Senin derdin ne, ha? Ne yaptığına bak!"

Omuzlarından yakalayıp onu ileri itti. "Özür dile. Hemen."

Tutuşu demir gibiydi. Onu dizlerinin üzerine çökmeye zorladı. Diz kapakları mermer zemine çarptığında keskin bir acı hissetti. Demir, yüzünde iğrenme dolu bir ifadeyle ona tepeden baktı.

"Hep bir sahne yaratmak zorundasın, değil mi?" diye tısladı. "Ceyda'dan özür dile."

Aslı ona baktı. Dokuz yıldır özür dilemişti. Onun ruh halleri için. Onun hataları için. Onun dünyasında var olduğu için.

Bu son olacaktı.

Başını, şimdi telaşlı bir Demir tarafından ilgilenilen Ceyda'ya çevirdi.

"Özür dilerim," dedi Aslı, sesi ölü bir monotonluktaydı. "Bu senin için yeterli mi?"

Demir'in yüzü, onun bu tavrı karşısında öfkeyle kızardı. "Seni küçük sürtük—"

Tam o sırada, panik içinde çağırmış olduğu sağlık görevlileri kapıdan içeri daldı. Demir hemen Aslı'yı bıraktı, dikkati tekrar hamile metresine yöneldi.

"Hamile! Oğlum tehlikede olabilir!" diye bağırdı, onları kanepeye yönlendirerek.

Aslı yavaşça ayağa kalktı, dizleri ağrıyordu. Kimse ona bakmadı. Kimse umursamadı.

Arkasına bile bakmadan kapıdan çıktı. Dışarıda, eski üniversite arkadaşı Hakan Altan'ın söz verdiği gibi siyah bir sedan bekliyordu.

Arabaya bindi ve arkasına bakmadı.

Okumaya Devam Et
img Uygulamada Daha Fazla Yorum Görüntüle
Son Sürüm: Bölüm 12   11-06 23:02
img
img
Bölüm 1
23/10/2025
Bölüm 2
23/10/2025
Bölüm 3
23/10/2025
Bölüm 4
23/10/2025
Bölüm 5
23/10/2025
Bölüm 6
23/10/2025
Bölüm 7
23/10/2025
Bölüm 8
23/10/2025
Bölüm 9
23/10/2025
Bölüm 10
23/10/2025
Bölüm 11
23/10/2025
Bölüm 12
23/10/2025
MoboReader
Uygulamayı İndir
icon APP STORE
icon GOOGLE PLAY