/0/96780/coverbig.jpg?v=263df4e5af0998be21787127d62285be)
camı kutsal sığınağımız olan göl
ayıtta, oğlumuzu öldüren travma yüzünden bana "lekeli" diyor ve "saf" bi
nıyordu; bense düğüne katılıp onun
lü
ahan'ın
lu iki çocukken İstanbul'un yağmurla ıslanmış tehlikeli sokaklarında, kan ve çaresizlikle yazılmıştı. Bu yüzden, oğlumuzun
o göl kenarındaki eve giderdik. Orası bizim sığınağımızdı, kucağımıza alamadığımız oğlumuz için yas tutmamıza izin verdiğimiz o sessiz, kutsal to
ssizliğinde bile asla yalnız olmadığımıza d
. Midemde buzdan bir yumru oluştu. Öğlene doğru, ondan hiç haber gelmeyince, o buz
. Üzerime yığılmış, kanının sıcaklığı yanağımı ıslatırken, "Buradayım, Asya. Her zaman buradayım," diye fısıldamıştı. Ve hep buradaydı. Yirmi yıl boyu
se... g
tehlikeli bir şekilde sakindi. "Ha
etmedi. "Anla
bir sürede geldi. Kanım dondu.
rabama eşlik ediyordu. Sormadan biliyorlardı. Hangi gün olduğunu biliyorlardı ve gözlerimdeki o ifadeyi tanıyorlardı. Bu, düşmanca
nda park edilmiş gördüm. Ama yanında başka bir araba daha vardı; ucuz, döküntü bir kompakt araba
va dondurucuydu, çıplak tenimi ısırıyordu. Büyük pencereden, şömin
tefekti, koyu renk saçları sırtından dağınık bir şelale gibi dökülüyordu. Hakan'ın gömleklerinden birini giyiyordu, ona
ede nazikti. Eskiden ben uyurken bana dokunduğu gibiydi. Her zaman kalbimi sevgiyle sızla
alayan hafif, havadar bir ses. Sonr
Bu sadece bir ihanet değildi. Bu bir saygısızlıktı. On
inde tek bir isim kazılı olan basit, düz bir taştı: Can. Bizim Can'ımız. Yanında, ben hamileyken Hakan'ın bir ay boy
ya bakıyordu. Sonra tekrar pencereye, evimizin
mine çarpıp parçalandı, ahşap bir kemiğin kırılması gibi bir ses
uk ve hesapçı bir şeye dönüştü. Kız, Selin, onun arkasından dışarı baktı, gözleri korku ve meydan okuma karışımıyla iril
elleri silahlarında, arkamda sessiz
anan atın kırık parçalarına kaydı. Yüzünden bir anlı
si düzdü. "Burad
esim alçak ve tehlikeli bir tondaydı. Arkasında si
rılgan görünüyordu ki. Bir zamanlar benim göründüğüm gibi
cu jest içimdeki bıçağı daha da derine sapladı. Es
iye denedi, kitaptaki en
ürtüğünü getirmişsin. İnşa ettiğimiz evde senin gömleğini giymesine iz
r zaman stratejistti, on hamle sonrasını görebilen kişiydi. A
di, sanki bu bir şey
Bizim evimizde. Bu günde." Bir adım daha attım, gözlerim onunkilere kilitlenmişt
edecek şekilde yumuşadı. Ona fısıltıyla bir şeyler söyled
sesi dümdüzdü
aşıma yıkılmadı
şimdi. Adamlarımın önünde.
, bir zamanlar açlıktan ölmek üzereyken benim için ekmek çalan adama, bebeğimizi
lı kaldı. Adamlarıma döndüm. Sesim net ve k
ın
GOOGLE PLAY