ahan'ın
lmaslar gibi parlıyordu. Cilalı maun masanın üzerinde boşanma evrakları imzasız duru
ran boğucu bir varlıktı. Bir kavga, bir müzakere, bir savaş beklemişti
eğildi. Gönderici adresi genel bir posta kutusuydu. Kutuyu açarken ellerim sabitti. İ
mış, başını göğsüne yaslamıştı. Hakan gülümsüyordu. Halka açık, hesaplı gülümsemesi değil, gözlerine ulaşan samimi, yumuş
, kıvrımlı bir el yazısıy
yaşlısın ve artık ona ihtiyacı olanı ver
on resmi vardı. Yeni başlayan bir ha
m, içimde soğuk, metodik bir öfke birikiyordu. Sa
ma. "Kızı bul. Ne gerek
dı Selin Espinoza'ydı. İroni o kadar yoğundu ki mide bulandırıcıydı
kala. Ona bir sebep verecektim. Onun değerli yeni gelec
devusundan çıkarken. Adamlarım profesyoneldi.
yı kapattığımız ve birçok hayatı sonlandırdığımız bir yer. Gökyüzü kurşun rengindeydi, ruhumdaki ruh
kantılı, buzlu sularının yirmi fit yukarısında sallanıyordu. Dehşete düşmüştü, yüzü solgun
yakladı, sesi rüzgara karşı cılız ka
kenarına yürüdüm. Bir sigara y
akince, bir duman bulutu üfleyerek.
ımında bükülerek. "Onun çocuğunu taşıyorum! Ben artık onu
da bir bebeğin koz olduğunu sanıyordu. İmparatorluklar söz konusu ol
ırdayarak durdu. Dışarı çıktı, yüzü öfkeden bir fırtına bulutu
iye kükredi, bana doğru
akan." Levent'in yakındaki bir sandığın üzerine bir taş
ağırdı, benden birka
tı. "Bunu bana sen öğrettin. Koz. En
r şekilde ağlıyordu. "H
ek. Bizim olması gereken çocuk. Be
ltıya düştü. "Beni çöpe attığını söyledi. Bu o mu?
sıkılı, elleri yumruk yapılmıştı. Sessi
dı, yüzümü acıtan mini
esim düz ve duygusuzdu. "Yoksa o bi
hayatına baktı. Yirmi yıldır sevdiğim adam bana bir canavarmış
GOOGLE PLAY