/0/91537/coverbig.jpg?v=f306a1dc586190a9fbd78291ddc21e8f)
e gidi
ve Doruk Kahraman'ı durdurmak için bileğine
yordu. Nikâh memuru, Doruk'a Erva ile evlenmeyi kabul edip etmediğini sordu. Yanıt v
t ediyor. Onun depresyonda olduğunu biliyorsun, değil mi? Onu ku
sendeleyip düşerken Doruk onu çekmey
arım? Beyza sana zamanında ihanet etti. Bunca a
kiler hakkında hüküm verecek konumda değilsin. Ne hat
unutmadığını o an anladı. Kendisi için ne yapars
e davranıyorsun? Ne olur, düğün bitene kadar bekle. Yü
nin için bir insanın yaşamından daha mı önemli?" Ne k
hraptan uzaklaştı; toplanmış konuklar
dince salon bi
?" Erva, yere çökmüş acınacak bir halde hıçkıra hıçkıra ağla
ırpmadan başka bir kadını seçmişti. Doruk, Beyza'nın sıkıntısına odaklanmış;
, kimi acıyan, kimi de neredeyse sevinen.
bir azar işitti, "Bir adamı bile tutamıyorsun, bu gerçekten üzücü!" Azarlamasın
let, Erva. Damadın kaçtı; şimdi dillerde dolaşıyorsun. Senin yerine ben utanıyorum.
bırakarak. Önce Doruk'un ailesi önce suçluluk duydu; faka
sahip çıkmadı. Demek ki işin
olsaydı nişanlıs
ir damadı böyle terk ett
giderek yükseldi, d
an telaşlı se
tek başına oturan bir adam gördü. Nikâh mem
görevliyi durdurdu: "O adam damat aday
gelmedi. Kocasının engeliyle baş
dır burada
başıyla
ü; aralarında mesafe vardı. Yüz ifadesini se
i paylaşan talihsiz ru
ından Erva'nın gözlerinde
bırakmıştı. Ona niye hâlâ sadakat göstersin k
Tüm gözler bir anda ona çevrildi; gelinliğinin eteğini toparlayı
aklaşması, adamın tarafında
şitince tekerlekli sandal
ladı. Sonra elini uzatıp, "Merhaba, bir gelin aradığınızı duydum. Beni
GOOGLE PLAY