Derya telaşla yanına yetişti. "Saat epey ilerledi. N
kürler. Az so
i bakışlarıyla uğurlayı
abul ettikten sonra bir ta
keyfi yerinde görünen Doruk'u hemen fark etti. Yanına yaklaşır
ıldı. "Neden bu kadar geç kaldın? Ne ka
ıllardır birliktelerdi, Doruk ona karşı hep buyurg
sıkarak katlanabileceğini sanırdı. Ama bugün bun
asından sevgi bekleme
bilirsin," diye buz gibi bi
lâ kızgınsın, değil mi?" Neden üzgün olduğunu anlıyorum ama biraz anlayış gösterem
hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin—artık umu
ı. Üç yıldır birliktelerdi, herkes Erva'
Doruk, bunu tereyağından kıl çeker gibi çözeceğinden em
ana döndüm, değil mi? Yakında aileni ziyaret ede
ek y
N
nde en ufak bir mimik, tek bir du
m, ama senin için geri döndüm. Beni af
n mi?" Erva elini masaya vurdu. "Ayrıldığından beri neler yaşadığımı biliyor mus
. "Başkalarının ne dediği onların derdi. Üç yıll
, yüzünde derin bir hayal kırıklığı vardı. "Birlikte sonsuza dek gideceğimize inanmışt
çıkarıp masaya bıraktı—Doruk'u
eldi; şimdi ise umutsuzluğ
Doruk'a son bir bakış fırlattı. Çantasını
ep kendine bağımlı sanmış, ailesinin de kendisine mahkûm olduğunu düş
hakkın yok! Unutma, babanın ekmeği benden geçiyor. Bensiz ailen sudan çıkm
lkindi, hüsranla haykırdı, "E
lur? Sen her zama
nanamayarak, "Ne dedin?" diye
düğünde birkaç metre ötede Cafer'in tekerlekli sandalyede sessiz
GOOGLE PLAY