/0/96517/coverbig.jpg?v=3c0e6d24ad5a5bbce29ed958df20c0fe)
ruh eşi olduğumu ilan etmişti. Bir yıl boyunca aşkımızın bir efsane olduğuna
yıl önce, kendini kısırlaştırmak için bir kan ritü
ve savaşçıları, piç çocuğumun babasının kim
i kullanırken kahka
ence için şişmiş karnımı tekmelemesine izin verdi.
onların eğlencesi için oynadıkları hastalık
ça bir halde yatarken, kalbim
atı sonlandırmak için
suzluk eyle
avaşımın i
lü
ın Bakı
kan rengine dönmüştü. Alfa Kağan'ın özel çalışma masasının gizli bölmesine sıkıştırılmışt
nının zarif, örümcek a
unu Ay Tanrıçası'nın kaprislerinden ayırmak ve yaşam özünü seçtiği Serra'ya bağ
sanki buz gibi bir göle dalmış gibi hissettim. Elim istemsizce karnıma gitti; çocuğumuzun, onun çocuğunun sekiz uz
nun Luna'sı ola
kusu – çam ve ıslak toprakla dolu bir ormanın üzerine çöken bir fırtına – ruhumun en derinine seslenmişti. Kalbim
en
ben ise aşağılık bir Omega'ydım ama Tanrıça'nın irad
benimle tanışmadan önce, çocuk sahibi olama
nlış anlaşılma. Ona sormalıydım. Bana bunun b
gotik şatonun soğuk taş zeminlerinde sessizdi. Kadim kurt savaşlarını tas
ılar kapalıydı ama içeriden gelen derin seslerin ve kahkahaların gümbürtüsünü duyabiliyordum. Bu
oğuk ahşab
ikinci komutanı Beta Koray'a ait olduğunu bildiğim bir ses. "Se
m bir kahkaha
rıça onu yine de bir Ruh Eşi ile lanetledi. En azından onun için bir kullanı
göğsümde düğümlendi.
ve ruhumu yatıştıran o sesi. Ama şimdi içinde hiç
tüm Alfaların sahip olduğu doğuştan gelen bir güçtü; daha alt seviyedeki kurtların sihirli bir şekilde itaat etmek zorunda olduğu
apıya çarptı, o kadar yüksekti ki k
," diye ilan etti Koray, sesi karanlık bir eğlen
ırdı başka bir savaşçı olan Levent
ki diğer savaşçılara yayınlanan bir Zihin Bağı mesajıydı. Zihin Bağı, avlarda ve savaşlarda sürüyü bi
ay'ın zihinsel sesi, gururla parlıyordu. "
ayesi toza ve küle dönüştü. Hepsi bir yalandı. Sevgi dolu bakışlar, şefkatli dokunuşlar, sürü
r çığlıkla kapıdan geriye do
nin uzak bir yankısı zihnime, varlı
Saf, ezici bir kalp kırıklığı ve ihanet dalgası, onun emrini sanki hiçbir şey değilmiş gib
arlarından kaçmam gerektiğiydi. Akciğerlerim yanana ve bacaklarım iflas edene
bir sakinlik çöktü. Gözyaşları durdu. Titreme dindi. Sade
erektiğini
aşlı şifacının kulübesini buldum. Şişmiş karnıma v
iyacım var," dedim, se
sıyla yavaşça başını salladı. "Acı
l," d
üdüm. Ama kapıya ulaştığımda bir şeylerin yanlış olduğunu gördüm. Kan mührünün, yani içinde yaşayanların yaş
amadan ka
rıldayan gümüş bir elbise giyiyordu; benim için, yavru d
duruyordu, yüzü okunmaz, soğuk bi
türlü duygudan yoksundu. "Mühür artık Serra'nı
GOOGLE PLAY