ın Bakı
ın kapısı gıcırtıyla açıldı. Kağan orada duruyordu, koridorun meşale ı
ri sesine geri dönmüştü, ağır ve baskıcıydı.
damla zehirdi. Koyu, bulanık
diye fısıldadım
kokusu küçük alanı dolduruyor, beni boğuyordu. Bu bir zamanlar sevdiğim
edim
geriye eğdi ve kasenin kenarını dudaklarıma zorla dayadı. Sıcak, acı sıvı ağzıma döküldü
yatağın üzerine yığıldım,
bir tatminle doluydu. Boş kaseyi ye
inanılmaz derecede ağırlaştı. Direnmeye çalıştım ama iksirdeki ilaç çok güçlüydü. Son bilinçli düşüncem, o gelmed
klıklı penceresinden süzülüyordu. Vücudum derin, alışılmadık bir ağrı
resindeki görüntüleri ve sesleri emip yeniden oynatabilen büyülü bir kuvars parç
özlerimi kapadım v
er zihni
Kağan'ın, ardından Serra'nın girdiğini gördüm. Serra yatağ
ye sordu Serra, sesi ta
, devasa göğsünde kollarını kavuşturmuştu. Bana tam bir aşağılama
a dönüştü. "Bu senin için, aşkım. Sana yaptıkları
"Ben yapmadım! Ken
unda, Kan Soyu Duruşması'nı talep edeceğim. Bütün sürü yavrunun benim olmadığını görecek. Onu aldatan bir fahişe ola
şmiş karnıma şiddetli, aşağılayıcı bir tekme attı.
esi alçak ve zehir doluydu. "Bunun acısını çeksin. Ama nefe
ıdığım düşük rütbeli bir savaşçı, korku ve şehvet karışımıyla dol
dedi Kağan, sesi düzdü.
ü orad
bir keder sesi değildi. Bu saf, katıksız bir öfkenin
muş parmaklarımdan d
aybedilmiş bir aşk için dökülen hüzün gözyaşları deği
deri keseyi buldu. Onu çıkardım,
yapraklarını avucuma döktüm. Tereddüt etmedim. Acı otları ağzıma a
dı. Çığlık atmamak için dudağımı ısırdım, k
suzluk eyle
avaşımın i
GOOGLE PLAY