/0/96366/coverbig.jpg?v=eb035734431aa507aaf0e0f0ec88d967)
arca liralık bir imparatorluğun veliahtıydı ve bir aile laneti taşıyordu;
e beni "korumak" için bir taşıyıcı anne tuttu. Tıpkı benim gençliğime benze
acı olduğunu iddia ederek her geceyi onunla geçirmeye ba
lü
si, kusursuz İstanbul aşk hikayelerinin her açısın
viyordu. Bir aile laneti taşıdığını açıklamıştı; sevdikleri kadınların -annesi, babaannesi- doğum sırasında öldüğü tr
i, sesi gergin, eli elini sıkı
rzusunu feda edecek kadar çok seviyordu. Yaratıcı içgüdülerini foto
ltimato
para kokusuyla çevrili hastane yatağından son emrini verdi. Nadiren duygu gösteren
let, yoksa şirket kuzenine gider." Yüzü çaresiz bir endişeyle kazınmış olan babası, k
ni söyledi. Selin'in kalbi ona duyduğu aşkla sızladı. Ama ertesi akşam babası geldi, gözleri kan çanağına dönmüş, sesi histerinin eşiğinde titriyordu. Görevden, mirastan, kı
a pes etti. "Bir taşıyıcı anne," dedi daha son
elin, bir kıvılcımın tutuştuğunu hiss
izim embriyomuz, onun rahmi. Her anlamda anne sen olaca
güvence verdi. Bir hafta sonra
ynı yüksek elmacık kemikleri, gözlerinde aynı zümrüt yeşili tonu vardı. Daha gençti, belki on yaş
nde tuhaf bir parıltıyla. "Ajans, profili
diriyor, cevaplarını mırıldanıyordu. Dairelerinin ze
rleyen saatlerde, onu kendine çekerken. "Amaca giden yolda bir a
ktı ve ona inanmayı seçti. İnanmak zorundaydı. Her zam
neredeyse a
olmasını gerektiriyordu. Akşam yemeklerin
mesajlaşarak. "Hormonlar onu duygusallaştırıyor. Doktorlar taşıyı
ir can simidi gibi sarıldı, mükemmel hayatının
nekleri vardı: sadece ikisi, kaybolmak ve fotoğraf çekm
dedi telefonda, sesi aceleciydi. "Burada olm
tek sözü unutmuştu. Yıldönümünü yalnız geçi
garsonun acıyarak getirdiği küçük bir pastanın üzerinde tek bir mu
bir durum var
na izin verdi, her buz gibi damla yeni bir umutsuzluk dalgasıydı. Ertesi sabah şiddetli bir ateşle uyandı.
up olmadığını görmek için aramamıştı bile. Oturma odasındaki kanepeye yığılırken, eli minderlerin arasına k
sesini duydu, alçak v
marlarında buz kes
bir tutkuyla doluydu. "Gizli bir düğün, Göcek'te. Hollanda'dan en sevdiğin çiçekleri getirteceğiz. Yüz mily
edi, sehpanın üzerindeki bir resim çerçevesini devirdi. M
çıldı ve Barlas orada duruyordu, onu g
rada ne ya
gibi bir sakinliğe bıraktı. Taşıyıcı annesiyle gizli bir
geldim," dedi
dı. "Bunu kanepede buldum. Ki
ş bir maske yüz hatlarını kapladı. "O senin olmalı, Selin," dedi, se
bunlar başladığında tek bir kural koymuştu: Alya asla evlerine adım
inde bırakılan tableti yand
çin sabırsızlandığın o küçük ş
ten," diye yalan söyledi, zaten kapıya doğru hareket ediyordu
olmuş gerçekle onu yalnı
yürüdü. Telefonu aldı ve ezbere bildiği bir nu
ir hayaleti gibiydi. "Ben Selin

GOOGLE PLAY