Ailesi de onunla aynı fikirdeydi, ben orada görünmez bir şekilde dururken hepsi Damla'nın üzerine titriyordu. Hatta görümcem, Damla'ya, "Keşke benim gerçek yengem sen olsaydın," diye fısıldadı.
O gece Damla'yı benim ipek geceliğimi giymiş halde yatağımda buldum. Üzerine atıldığımda, kocam kollarını Damla'ya siper edip onu benden korudu.
Ertesi sabah, "davranışlarımın" cezası olarak, dağ gibi bavullarını konvoya yüklememi emretti. Gülümsedim. "Elbette." Sonra ofisime girdim ve bir telefon açtım. "Evet, elimde yüksek miktarda kontamine materyal var," dedim tehlikeli atık imha servisine. "Hepsini yakmanızı istiyorum."
Bölüm 1
Kocam, Yüzbaşı Kenan Gürsoy, zorlu askerlik kariyerinde nadir bulunan iki haftalık bir izin almıştı. Gerçek bir aile tatiline ihtiyacımız olduğuna karar verdim. Sadece bir hafta sonu kaçamağı değil, unutulmaz bir şey.
Her şeyi ben planladım.
Ben Dr. Zeynep Arslan, aylık geliri on beş milyon lirayı aşan bir beyin cerrahıyım. Onun maaşı ise iki yüz elli bin. Matematik basitti. Hayatımızı mümkün kılan bendim.
Detayları organize etmek için haftalar harcadım. Monako'ya özel bir jet, Akdeniz'de gezinmek için kiralanmış bir yat, yıllarca bekleme listesi olan restoranlarda rezervasyonlar. Gürsoy ailesinin hak ettiğini düşündüğü ama asla karşılayamayacağı türden bir gezi.
Monako, eski paranın ve yabancılara karşı şüphenin kalesiydi. Grubumuz için doğru izinleri almak, kişisel olarak hallettiğim bürokratik bir kâbustu.
Kocamın ailesi parmağını bile oynatmadı. Sadece her şeyin olmasını beklediler.
Babası, Emekli General Hulusi Gürsoy ve eşi Berrin, benim malikanemin misafir kanadında yaşıyorlardı. Onları tamamen ben geçindiriyordum.
Kız kardeşi Selin, Koç Üniversitesi'nde okuyan on dokuz yaşında bir öğrenciydi. Gençliğinden beri fahiş okul ücretini ödüyor ve lüks yaşam tarzını finanse ediyordum. Onu neredeyse ben büyütmüştüm.
Kendi kendime bunun değdiğini söylüyordum. Her zaman istediğim o mutlu, cıvıl cıvıl aile hayatının bedeli buydu. Kliniğim gelişiyordu, dünyanın dört bir yanından hastalar beni görmek için geliyordu. Bunu karşılayabilirdim.
Sonra, birkaç gün önce Selin ağzından bir laf kaçırdı. "Daha önce hiç doğru düzgün bir zırhlı konvoya binmedim. Damla harika olduklarını söyledi."
Damla. Bu isim Kenan'ın geçmişinden bir hayaletti.
Onların mutlak güvenliğini ve konforunu sağlamak ve Selin'in çocukça arzusunu tatmin etmek için kişisel birikimlerime başvurmuştum. Tüm seyahat paketini yükseltmiş, Avrupa'daki tüm kara ulaşımlarımız için tam güvenlikli, çok araçlı bir konvoy ayarlamıştım. Kenan'a bahsetmediğim üç milyon liranın üzerinde bir masraf.
Sabah yola çıkacaktık. Tüm bavullar paketlenmiş, büyük antrede sıralanmıştı. Benim bavullarım. Kenan'ın bavulları. Anne babasının bavulları. Selin'in bavulları.
Sonra kocam içeri daldı.
"Zeynep, harika bir haberim var. Damla da bize katılıyor."
Yaptığım işi bıraktım. Bu bombayı ne kadar rahat bir şekilde patlattığını anlamaya çalışarak ona baktım.
"Ne?"
"Damla Akay. Geziye geliyor. Ona çoktan evet dedim."
Mideme soğuk bir his oturdu. Özel jetin belirli sayıda koltuğu vardı. Beşimiz için rezervasyon yapmıştım.
"Kenan, jette yeterli yer yok."
Bana bakmadı bile. Telefonunu karıştırıyordu.
"Biliyorum. Hallettim."
Telefonuma bir bildirim geldi. Bir uçuş planıydı.
Ticari bir uçuş.
Tek bir yolcu için. Benim için.
Rotada üç aktarma vardı. Sonuncusu, sivil huzursuzluk ve şiddet suçları nedeniyle Dışişleri Bakanlığı'nın Seviye 4 "Seyahat Etmeyin" uyarısı yaptığı bir şehirdeydi.
Uçuş planına, sonra kocama baktım.
"Benim ödediğim özel jetteki koltuğumu mu iptal ettin?"
Sonunda telefonundan başını kaldırdı, ifadesi sabırsızdı.
"Damla gelmek istedi. Ona öylece hayır diyemezdik. O aileden biri."
Karnımda ilkel, çirkin bir his kıvrıldı. Sıcak ve keskindi.
"O aileden değil, Kenan. Ben senin karınım. Eski kız arkadaşın benim kiraladığım bir jette yerimi alabilsin diye benim tek başıma, bir savaş bölgesi üzerinden ticari uçuşla uçmamı mı istiyorsun?"
Kibirli bir gülümsemeyle dinleyen kayınvalidem Berrin'e döndüm.
"Berrin Hanım, geçen Noel'de kendi annem ziyarete gelmek istediğinde, siz ve Kenan bana bunun 'aile zamanı' olduğunu ve bu on yatak odalı evde ona yer olmadığını söylemiştiniz. Ama aile tatilimizde Damla'ya yer var, öyle mi?"