Gerçekten sevdiği kadın olan Ceyda'ya, benim kocam olmanın "onu öldüreceğini" itiraf ettiğinde ve daha sonra tüm bu planı yüzüme karşı rahat bir "Evet" ile onayladığında, kalbim bir kez daha paramparça oldu.
Aşkımı daha da sömürdü, Ceyda'nın hayatını kurtarmak için bir böbreğimi istedi ve karşılığında "her şeyi" vadetti, ancak sonrasında benim sağlığıma karşı mutlak kayıtsızlığını ortaya koydu.
Kaotik bir galada, Ceyda'yı şampanya duşundan korurken, beni kırık camlara ve hayatı tehdit eden bir alerjik reaksiyona maruz bıraktı ve Ceyda'nın yanında benim gerçekten "hiçbir anlam ifade etmediğimi" kanıtladı.
Bir restoran yangınından sonra isli yüzüme aldırmadan onunla ilgilenişini izledim, bana duyduğu aşağılamanın derinliğini ve kendi değersizliğimi nihayet anladım.
Taptığım adam, beni sistematik olarak cepte gören, kalbimi ve hatta bedenimi gizli ilişkisi için bir kolaylık olarak kullanan bir hayaletten ibaretti.
Nasıl bu kadar kör, bu kadar aptal olabilirdim de her şeyimi, her zaman çıkara dayalı bir yalan olan bir aşk için feda edebilirdim?
Paramparça olmuş gerçeğimin dondurucu berraklığını kucaklamaktan ve sonunda kendimi özgür bırakmaktan başka yapacak bir şey kalmamıştı.
Ona, okumadan imzaladığı boşanma evraklarını ve alyansımı bırakıp Bolu uçağına bindim, geçmiş hayatımın lüks yanılsamasını geride bırakıp bilinmez bir geleceğe adım attım.
Bölüm 1
Elif Soykan, devasa maun masanın üzerindeki el değmemiş akşam yemeğine baktı.
Üç yıl.
Arda Kozanoğlu ile evli geçen üç yıl ve Bebek'teki yalı dairelerindeki sessizlik hâlâ en gürültülü sesti.
Düğünleri sezonun olayıydı; Soykan Holding'in İzmir'deki gücü ile Kozanoğlu ailesinin İstanbul'daki bankacılık hanedanlığının bir birleşmesiydi.
Ama evlilik yatakları hep soğuk kaldı.
Arda her zaman kibar, her zaman mesafeliydi.
Yaldızlı kafeslerindeki bir hayalet.
Elif, üniversitedeki oda arkadaşı ve sözde en yakın dostu Ceyda'nın onları tanıştırdığı günden beri Arda'ya aşıktı.
Yedi yıllık hayranlık, şimdi sessiz bir umutsuzluğa dönüşüyordu.
Bodrum'daki malikane bir kaçış olmalıydı ama hava söylenmemiş şeylerle doluydu.
Elif, bakımlı çimlerde dolaşırken kendini her zamankinden daha kaybolmuş hissediyordu.
Havuz evinden gelen sesleri duydu; keskin ve gergindi.
Arda ve Ceyda.
"Ben Elif'le sadece sen yalvardığın için evlendim," dedi Arda'nın çatlayan sesi. "Babaannemi, uygun bir eş bulmam konusundaki dırdırından kurtarmak için."
Ceyda ağlıyordu. "Biliyorum Arda, biliyorum! Ama başka ne yapabilirdik ki? Skandal... Kozanoğlu adını mahvederdi, beni mahvederdi. Seni seviyorum, ama..."
"Biliyorsun, ben her zaman sadece seni sevdim Ceyda!" Arda'nın haykırışı acı dolu bir feryattı. "Elif'le evlenmek bizi korumak için senin fikrindi! Nasıl benden... ona kocalık yapmamı isteyebilirsin? Bu beni mahveder!"
Elif'in nefesi kesildi.
Dünya başına yıkıldı.
Her kelime, kalbine inen ağır bir darbeydi.
Daha sonra Arda'yı okyanus kenarında, dalgaları seyrederken buldu.
Yakışıklı yüzü, ona döndüğünde kayıtsız bir maskeydi.
"Doğru mu?" Elif'in sesi fısıltıdan farksızdı.
Arda istifini bozmadı. "Evet."
Ne bir özür, ne de duyduğu acımasız gerçeklerin ötesinde bir açıklama.
Hayatının yedi yılı, aşkı, bir aptalın beyhude çabası gibi hissettirdi.
Şehre döndüklerinde, Elif pazartesi sabahı ilk iş avukatını aradı.
"Boşanmak istiyorum."
Kelimeler şaşırtıcı derecede kolay döküldü ağzından.
Bir hafta sonra telefonu çaldı. Arayan Arda'ydı, sesi telaşlıydı.
"Ceyda bayıldı. Akut böbrek yetmezliği. Acilen nakil olması gerekiyor Elif."
Elif tuhaf, soğuk bir sakinlik hissetti.
Sığındığı ailesinin İzmir'deki evinde buldu onu.
Ceyda için gerçekten yıkılmış, perişan görünüyordu.
"Senin dokunun tam uyumlu olduğunu söylediler Elif. Bu kadar kısa sürede tek uygun kişi sensin. Lütfen."
Yalvarıyordu, o büyük Arda Kozanoğlu, mecazen dizlerinin üzerindeydi.
Elif'in dudaklarından acı bir kahkaha döküldü. "Her şeyi yapar mısın? Onu kurtarırsam sonunda benimle yatar mısın?"
Arda'nın acı ve çaresizlik dolu gözleri onunkilerle buluştu.
"Evet," dedi bir an bile tereddüt etmeden. "Her şeyi."
Ceyda'ya olan aşkının bu kadar mutlak, konu Elif olunca ise bu kadar çıkarcı olduğunun teyidi, ölü evliliğinin tabutuna çakılan bir başka çiviydi.
Elif onay formlarını imzaladı.
Ameliyat başarılı geçmişti.
Ceyda için.
Elif sersem bir halde uyandı, yanında bir ağrı vardı.
Pahalı ve kişisel olmayan çiçekler geldi, Arda'nın asistanı tarafından imzalanmış bir kartla.
Bir kısa mesaj: "Ceyda'nın durumu iyi. Teşekkürler. A."
Yavaş iyileşme sürecinde onları gördü.
Arda, Ceyda'nın başucunda, sürekli, sadık bir varlıktı.
Ceyda'ya kaşıkla çorba içiriyordu.
Ona usulca kitap okuyordu.
Elini tutuyor, başparmağıyla eklemlerini okşuyordu.
Elif, koridorda acı verici bir yürüyüş sırasında kapı aralığından izledi ya da kendi hemşiresi onu kontrol ederken bir anlık görüntüler yakaladı.
Ceyda'ya gösterdiği şefkat, Elif'e her zaman gösterdiği soğuk nezaketten bir evren uzaktaydı.
Ceyda, Elif'in odasını ziyaret ettiğinde gözyaşları içindeydi, destek için Arda'ya yaslanıyordu.
"Ah Elif, sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Hayatımı kurtardın."
Arda yanında duruyor, gözleri sadece Ceyda'nın üzerindeydi, onun sabahlığını düzeltiyordu.
Daha sonra Elif, Ceyda'yı Arda ile telefonda konuşurken duydu, sesi neşeliydi.
"O iyi olur Arda. Elif güçlüdür. Hem senin için her şeyi yapar, biliyorsun. Sana hâlâ tapıyor."
Arda'nın cevabı alçak bir mırıltıydı ama ima açıktı.
Elif bilinen bir nicelikti, aşkı çantada keklikti, kolayca göz ardı edilebilirdi.
Taburcu olan Elif, Bebek'teki yalı dairesine döndü.
Boşanma evrakları sehpada duruyordu; şık ve nihai.
Arda o akşam geldi, temiz bir gömlek arıyordu. Ceyda'nın yanında kalmak için hastaneye geri dönecekti.
Kararsız, sonra kararlı göründü. Yatak odasına doğru yürüdü.
"Arda."
Durdu.
"Sözün hakkında," dedi Elif, sesi dikkatle nötrdü.
Arda ona yaklaştı, ifadesi okunaksızdı. Elini uzattı.
Elif bir adım geri çekildi, küçük, boş bir kahkaha kaçtı ağzından.
"Bu bir testti Arda. Hastalıklı bir şaka. Seni bu şekilde istemiyorum."
Yüzünde önce bir şaşkınlık, sonra belirgin bir rahatlama belirdi.
"Benim asıl isteğim," diye devam etti Elif, evrakları alarak, "bunları imzalaman."
Boşanma anlaşmasını uzattı.
Arda'nın gözleri belgelere, sonra tekrar ona kaydı, yüzündeki rahatlama o kadar belirgindi ki, fiziksel bir darbe gibiydi.
"Elbette," diye mırıldandı, Elif'in uzattığı kalemi alarak.
Telefonu titredi. Ceyda.
"Onun yanına dönmem gerek," dedi, adını aceleyle karalayarak.
Ne imzaladığına bile bakmadı.
Kalemi bıraktı ve gitti, kapının tıklaması ani sessizlikte yankılandı.
Elif imzalı evraklara baktı.
Onları okumamıştı bile.
Garip bir hafiflik hissi doldu içine.
Bitmişti.
Özgürdü.