Uygulamayı Edinin popüler
Ana Sayfa / Genç Yetişkin / Aşk Küle Döndüğünde
Aşk Küle Döndüğünde

Aşk Küle Döndüğünde

5.0
21 Bölümler
15.2K Görüntüle
Şimdi Oku

Benim dünyam, abimin büyüleyici rock yıldızı arkadaşı Barlas Atan'ın etrafında dönüyordu. On altı yaşımdan beri ona tapıyordum; on sekizimde ise ağzından öylesine çıkmış bir söze tutundum: "Yirmi iki yaşına geldiğinde, belki uslanırım." O anlık yorum, hayatımın pusulası oldu. Her seçimime yön verdi, yirmi ikinci yaş günümü kaderimiz olarak titizlikle planlamamı sağladı. Ama Karaköy'deki o barda, o dönüm noktasında, elimde hediyemle beklerken hayallerim tuzla buz oldu. Barlas'ın buz gibi sesini duydum: "Selin'in gerçekten geleceğine inanamıyorum. Yıllar önce söylediğim o aptal lafa hâlâ takılı kalmış." Sonra o kahredici komplo: "Selin'e Ceyda'yla nişanlı olduğumu söyleyeceğiz, hatta hamile olduğunu ima edeceğiz. Bu onu korkutup kaçırmaya yeter." Hediyem, geleceğim, uyuşmuş parmaklarımdan kayıp gitti. İhanetin acısıyla yıkılmış bir halde, kendimi İstanbul'un soğuk yağmuruna attım. Daha sonra Barlas, Ceyda'yı "nişanlım" diye tanıştırırken, grup arkadaşları benim "sevimli aşkımla" alay etti. O ise hiçbir şey yapmadı. Bir sanat enstalasyonu devrilirken, beni ağır bir yaralanmaya terk edip Ceyda'yı kurtardı. Hastaneye "hasar kontrolü" için geldi, sonra şok edici bir şekilde beni bir süs havuzuna itip kanlar içinde bıraktı ve bana "kıskanç psikopat" dedi. Nasıl olur da bir zamanlar beni kurtaran, sevdiğim adam bu kadar zalimleşip beni herkesin önünde aşağılayabilirdi? Bağlılığım neden yalanlarla ve saldırıyla vahşice söndürülmesi gereken bir sıkıntı olarak görülüyordu? Ben sadece bir sorun muydum, sadakatimin karşılığı nefret miydi? Onun kurbanı olmayacaktım. Yaralı ve ihanete uğramış bir halde, sarsılmaz bir yemin ettim: Bu iş bitmişti. Onun ve onunla bağlantılı herkesin numarasını engelledim, tüm bağları kopardım. Bu bir kaçış değildi; bu benim yeniden doğuşumdu. Floransa beni bekliyordu; kendi şartlarımla, tutulmamış sözlerin yükü olmadan yeni bir hayat.

İçerikler

Bölüm 1

Benim dünyam, abimin büyüleyici rock yıldızı arkadaşı Barlas Atan'ın etrafında dönüyordu.

On altı yaşımdan beri ona tapıyordum; on sekizimde ise ağzından öylesine çıkmış bir söze tutundum: "Yirmi iki yaşına geldiğinde, belki uslanırım."

O anlık yorum, hayatımın pusulası oldu. Her seçimime yön verdi, yirmi ikinci yaş günümü kaderimiz olarak titizlikle planlamamı sağladı.

Ama Karaköy'deki o barda, o dönüm noktasında, elimde hediyemle beklerken hayallerim tuzla buz oldu.

Barlas'ın buz gibi sesini duydum: "Selin'in gerçekten geleceğine inanamıyorum. Yıllar önce söylediğim o aptal lafa hâlâ takılı kalmış."

Sonra o kahredici komplo: "Selin'e Ceyda'yla nişanlı olduğumu söyleyeceğiz, hatta hamile olduğunu ima edeceğiz. Bu onu korkutup kaçırmaya yeter."

Hediyem, geleceğim, uyuşmuş parmaklarımdan kayıp gitti.

İhanetin acısıyla yıkılmış bir halde, kendimi İstanbul'un soğuk yağmuruna attım.

Daha sonra Barlas, Ceyda'yı "nişanlım" diye tanıştırırken, grup arkadaşları benim "sevimli aşkımla" alay etti. O ise hiçbir şey yapmadı.

Bir sanat enstalasyonu devrilirken, beni ağır bir yaralanmaya terk edip Ceyda'yı kurtardı.

Hastaneye "hasar kontrolü" için geldi, sonra şok edici bir şekilde beni bir süs havuzuna itip kanlar içinde bıraktı ve bana "kıskanç psikopat" dedi.

Nasıl olur da bir zamanlar beni kurtaran, sevdiğim adam bu kadar zalimleşip beni herkesin önünde aşağılayabilirdi?

Bağlılığım neden yalanlarla ve saldırıyla vahşice söndürülmesi gereken bir sıkıntı olarak görülüyordu?

Ben sadece bir sorun muydum, sadakatimin karşılığı nefret miydi?

Onun kurbanı olmayacaktım.

Yaralı ve ihanete uğramış bir halde, sarsılmaz bir yemin ettim: Bu iş bitmişti.

Onun ve onunla bağlantılı herkesin numarasını engelledim, tüm bağları kopardım.

Bu bir kaçış değildi; bu benim yeniden doğuşumdu.

Floransa beni bekliyordu; kendi şartlarımla, tutulmamış sözlerin yükü olmadan yeni bir hayat.

Bölüm 1

İzmir'in havası her zaman müzikle dolup taşardı, özellikle de Gece Baykuşları sahnedeyken.

Ben on altı yaşındaydım, Barlas Atan ise yirmi iki.

Abim Berk'in en yakın arkadaşıydı, grubun baş gitaristi.

Karizmatik, biraz mesafeli.

Ona fena halde yanıktım.

Bu sadece bir hoşlantı değildi; o yakınlardayken sanki bütün dünyam yörüngesinden çıkıyordu.

Prova yaptıkları stüdyoya kurabiyeler götürürdüm; tam Barlas'ın sevdiği gibi, bol çikolata parçacıklı olanlardan.

İlk konserlerinin afişlerini ben çizmiştim, kalemimin her darbesi adını koyamadığım bir özlemle doluydu.

Yazdığı her şarkının her sözünü ezbere bilirdim.

On sekizinci yaş günüm.

Lise son sınıftaydım, güzel sanatlar fakültesi başvurularım postalanmış, aklımda İstanbul hayalleri uçuşuyordu.

Ama o gece sadece İzmir önemliydi, sadece Gece Baykuşları'nın sahneyi yıktığı Ooze Venue.

Konserden sonra Berk kuliste bana bir yudum şampanya kaçırdı.

Tadı isyan ve cesaret gibiydi.

Terden ıslanmış koyu renk saçları, bir teknisyenle konuşurken dudaklarında beliren yarım gülümsemesiyle Barlas'ı bulmaya yetecek kadar cesaret.

Kalbim göğüs kafesimi dövüyordu.

"Barlas?"

Döndü, o soğuk bakışları üzerime indi.

"Hey, Selin. Doğum günün kutlu olsun, ufaklık."

Kelimeler ağzımdan dökülüverdi, sakar, içten bir aceleyle. "Senden çok hoşlanıyorum, Barlas. Yıllardır."

Sonra, şampanyanın ve yıllardır biriken umudun verdiği güçle öne eğilip onu öptüm.

Hızlıydı, muhtemelen beceriksizceydi.

Geri çekilmedi ama karşılık da vermedi.

Yanaklarım alev alev yanarak geri çekildiğimde, bana eğlenmiş, biraz da şaşırmış bir ifadeyle bakıyordu.

Saçımı karıştırdı; hem nazik hem de küçümseyici hissettiren bir hareketti.

"Daha çocuksun sen, Selin."

Kalbim paramparça oldu.

"Ama bak," diye devam etti, sesinde tembel bir tını, elindeki biradan dolayı biraz peltekleşmişti. "Üniversiteyi bitirip şöyle yirmi iki yaşına geldiğinde, eğer hâlâ böyle hissediyorsan... belki o zaman uslu bir kızla evlenmeye hazır olurum. Bakarız."

Bunu öylesine, neredeyse şaka yapar gibi söylemişti.

Ama ben o kelimelere bir can simidi gibi sarıldım.

Yirmi iki. Kulağa bir söz gibi geliyordu.

Dört yıl.

Mimar Sinan'ı kazandım, grafik tasarım bölümünü.

İstanbul beni yuttu; dersler, projeler ve İzmir'e, Barlas'a duyduğum dinmeyen bir özlemle dolu bir kasırgaydı.

Onun "sözü" benim gizli takvimim oldu.

Gece Baykuşları'nın mütevazı başarısını uzaktan takip ettim, şarkıları gece yarılarına kadar süren ders çalışma seanslarımın fon müziğiydi.

Yirmi ikinci yaş günümü titizlikle planladım.

Bu sadece bir doğum günü değildi; bir son tarih, bir kapıydı.

Hatta bizim için hayal ettiğim geleceğin görsel bir temsili olan sahte bir albüm kapağı bile tasarlamıştım.

Saçma olduğunu biliyordum ama önemli hissettiriyordu. Ona bir hediye.

Yirmi iki.

O gün nihayet geldi.

Gece Baykuşları, bir plak şirketiyle anlaşma şansı yakalamak için küçük bir tanıtım konseri için İstanbul'daydı.

Düz kahverengi kağıda özenle sarılmış "albüm kapağı" hediyesini tutarken ellerim titriyordu.

Karaköy'de popüler bir barda konser öncesi bir toplantı yapıyorlardı.

Çok hevesli, çok gergin bir şekilde erkenden gittim.

Bar loş bir şekilde aydınlatılmıştı, bayat bira ve yeni hırslar kokuyordu.

Onları arkaya yakın yarı özel bir locada gördüm; Barlas, Berk, diğer grup üyeleri.

Ve tanımadığım, Barlas'a yakın duran, alımlı bir kadın.

Aralarına girmek istemeyerek tereddüt ettim.

Sonra Barlas'ın alçak ve şikayetçi sesini duydum.

"Dostum, inanamıyorum Selin'in gerçekten geleceğine. Yıllar önce söylediğim o aptal lafa hâlâ takılı kalmış."

Kanım dondu.

Grubun davulcusu olan başka bir üye araya girdi. "Dostum, bu işi bitirmen lazım. Ceyda, bir üniversite öğrencisine umut verdiğini düşünürse kıyameti koparır."

Ceyda. O kadın olmalıydı.

Barlas içini çekti. "Biliyorum, biliyorum. Plan da bu zaten."

Sesi biraz kısıldı ama her zehirli kelimesini duyabiliyordum.

"Ceyda Soykan, bizim menajerimiz, ya da olmaya çalışıyor. Onu etkilemeye çalışıyoruz. Bana 'çılgın bir hayran' müdahalesi için yardım ediyor."

Soğuk ve zalim bir kahkaha.

"Selin'e Ceyda'yla nişanlı olduğumuzu söyleyeceğiz, hatta hamile olduğunu ima edeceğiz. Bu onu kesin olarak korkutup kaçırır. Ayrıca, Ceyda bunun, eğer anlaşma imzalarsak 'uslanmış rock yıldızı' imajı için iyi bir halkla ilişkiler hamlesi olacağını düşünüyor."

Berk. Abim. Sesi rahatsız çıkmıştı, mırıldanarak bir itirazda bulundu.

"Barlas, dostum, bu çok acımasızca."

Ama üstelemedi. Grup huzuru sanırım. Ya da belki yeterince umursamadı.

Dünya bir hoşlantıyla değil, mide bulantısıyla yörüngesinden çıktı.

Yıkım, fiziksel bir darbe gibi üzerime çöktü.

Özenle hazırladığım hayalim olan "albüm kapağı", uyuşmuş parmaklarımdan kayıp gitti.

Yapışkan zemine yumuşak bir sesle düştü.

Döndüm ve bardan dışarı, aniden bastıran soğuk İstanbul yağmuruna kaçtım.

Her damla, tenime çarpan minik bir buz parçası gibiydi.

Yağmur saçlarımı yüzüme yapıştırdı, şehir ışıklarını anlamsız çizgilere buladı.

Zihnim aptalca, acı verici bir refleksle geriye sardı.

Yıllar önce, Zeytinli Rock Festivali'nin daha küçük bir versiyonu olan yerel bir müzik festivali. Belki on beş yaşındaydım, kesinlikle kuliste olmak için çok küçüktüm ama Berk beni gizlice içeri sokmuştu.

Gece Baykuşları daha yeni başlıyordu, çiğ ve aç.

Kaos. Bağıran teknisyenler, her yerde ekipmanlar.

Tehlikeli bir şekilde dengede duran ağır bir sahne ışığı yalpalamaya başladı.

Tam altındaydım, ses provası sırasında sahnedeki Barlas'a büyülenmiş bir şekilde bakıyordum.

Aniden, güçlü eller kolumu kavradı, beni geriye çekti.

Barlas.

Alçak sahneden atlamıştı, gözleri endişeyle irileşmişti.

Ekipman, bir saniye önce durduğum yere çarptı.

"İyi misin?" diye sormuştu, sesi sertti.

Kalbim deli gibi atarken sadece başımı sallayabilmiştim.

Avucuma bir şey bastırmıştı. Uğurlu penası.

"Başını belaya sokma, ufaklık."

İşte o an. Aptalca hoşlantımın gerçek, beklemeye değer bir şeye dönüştüğü an.

O pena. Küçük bir kadife kutuda saklamıştım.

Şimdi, anının kendisi bir ihanet gibiydi.

Bunca yıl.

Kurabiyeler, afişler, demolarını dinlediğim geceler.

Üniversite hayatımı, İstanbul'a taşınmamı, hepsini onun o uzak, umursamaz "belki"sini kutup yıldızım olarak belirleyerek şekillendirmiştim.

Her fedakarlık, her seçim, ona dair bir umutla bezenmişti.

Sözleri yankılandı, "Hâlâ takılı kaldığına inanamıyorum."

Bir yüktüm. İşte buydu.

Aşkım bir hediye değil; zalimce, sahnelenmiş bir yalanla yönetilmesi gereken bir sıkıntı, bir sorundu.

Yeni bir yol. Bir tane bulmalıydım. Ondan uzakta, bundan uzakta.

Bu düşünce, acı fırtınamın içinde titrek, küçük bir mum aleviydi.

Sert ve soğuk parmaklarımla telefonumu aradım.

Berk'le konuşmam, bağırmam, anlamam gerekiyordu.

Ama anlaşılacak ne vardı ki?

Berk oradaydı. Barlas'ın planını duymuştu. O locadaki sessizliği, her kelimeden daha yüksek bir onayı.

Barlas'ın Ceyda konusunda ciddi olduğunu biliyordu. Barlas'ın kalbimi kıracağını biliyordu ve buna izin vermişti.

Belki de Barlas'la aynı fikirdeydi. Belki ben sadece sinir bozucu küçük kız kardeşiydim.

Bir mesaj sesi geldi.

Bilinmeyen numara, ama midem bulandı. Biliyordum.

Barlas'tı.

"Barda olduğunu duydum. Bir şeyler duyduysan kusura bakma. Ceyda ile durumumuz ciddi. Yoluna bakman en iyisi."

Bir özür değil. Bir başından savma.

Özenle kurduğum fantezi hayatım milyonlarca parçaya ayrıldı.

Yoluna bak.

Evet.

Kişi listemde gezindim, ezbere bildiğim Barlas'ın numarasını buldum.

Engellendi.

Sonra Berk'in.

Engellendi.

Sırılsıklam bir halde küçük daireme daldım, yıpranmış ahşap zemine su damlatıyordum.

Gözlerim şifonyerimin üzerindeki küçük kadife kutuya takıldı.

Uğurlu pena.

Elime aldım. Soğuk, yabancı hissettirdi.

Bir yalanın sembolü.

Ani, keskin bir hareketle onu çöp kutusuna attım, atılmış eskizlerin ve kahve telvelerinin altına gömdüm.

İlk adım.

Okumaya Devam Et
img Uygulamada Daha Fazla Yorum Görüntüle
Son Sürüm: Bölüm 21   11-06 18:23
img
img
Bölüm 1
23/10/2025
Bölüm 2
23/10/2025
Bölüm 3
23/10/2025
Bölüm 4
23/10/2025
Bölüm 5
23/10/2025
Bölüm 6
23/10/2025
Bölüm 7
23/10/2025
Bölüm 8
23/10/2025
Bölüm 9
23/10/2025
Bölüm 10
23/10/2025
Bölüm 11
23/10/2025
Bölüm 12
23/10/2025
Bölüm 13
23/10/2025
Bölüm 14
23/10/2025
Bölüm 15
23/10/2025
Bölüm 16
23/10/2025
Bölüm 17
23/10/2025
Bölüm 18
23/10/2025
Bölüm 19
23/10/2025
Bölüm 20
23/10/2025
Bölüm 21
23/10/2025
MoboReader
Uygulamayı İndir
icon APP STORE
icon GOOGLE PLAY