Uygulamayı Edinin popüler
Ana Sayfa / Çağdaş / Yeniden Doğuşuna Rağmen, Hâlâ Benden Nefret Ediyordu.
Yeniden Doğuşuna Rağmen, Hâlâ Benden Nefret Ediyordu.

Yeniden Doğuşuna Rağmen, Hâlâ Benden Nefret Ediyordu.

5.0
10 Bölümler
64 Görüntüle
Şimdi Oku

Ben Elara Tekin'dim. Arslanoğlu imparatorluğunu sıfırdan inşa eden, ikonik gökdelenlerini tasarlayan ve veliaht Can ile evlenmesi kaderinde yazılı olan mimardım. Sonra, 65. yaş günümde Can bombayı patlattı: Vasiyetini değiştiriyordu, yıllar önce ölen ilk aşkı Oya'yı onurlandıracaktı. Hayatımın eseri, hisselerim, her şeyim gitmişti. Bu ihanetin acısı canımı aldı. Ama gözlerimi geçmişte açtım. Can da oradaydı, o da yeniden doğmuştu. Bakışlarında geleceğimizi belirleyecek o buz gibi tiksintiyi şimdiden taşıyordu. Hâlâ, artık hayatta olan Oya'yı istiyordu. Ben de her şeyi bırakıp çekip gittim. Sadece magazincilerin saldırısına uğramak, halkın önünde aşağılanmak ve kalbimle birlikte mirasım da paramparça olmuş bir halde sokak ortasında kanlar içinde bırakılmak için. Bir ömürlük adanmışlık ve emek bir anda nasıl silinebilirdi? Bir zamanlar sevdiğim adam, ikinci bir hayat şansında bile bu kadar zalim olabilir miydi? Kaderimde bir hayaletin gölgesinde kalmış, bir kenara atılmış bir mimardan fazlası olmak yok muydu? Ama tam her şey bitti derken, bir yabancı bana bir şans sundu. Vizyoner bir proje, yeni bir başlangıç, yeteneğimi geri kazanacağım ve hayal ettiğim her şeyin çok ötesinde bir gelecek inşa edeceğim bir yol. Bu sefer kendim için inşa ediyorum.

İçerikler

Bölüm 1

Ben Elara Tekin'dim. Arslanoğlu imparatorluğunu sıfırdan inşa eden, ikonik gökdelenlerini tasarlayan ve veliaht Can ile evlenmesi kaderinde yazılı olan mimardım.

Sonra, 65. yaş günümde Can bombayı patlattı: Vasiyetini değiştiriyordu, yıllar önce ölen ilk aşkı Oya'yı onurlandıracaktı. Hayatımın eseri, hisselerim, her şeyim gitmişti. Bu ihanetin acısı canımı aldı.

Ama gözlerimi geçmişte açtım. Can da oradaydı, o da yeniden doğmuştu. Bakışlarında geleceğimizi belirleyecek o buz gibi tiksintiyi şimdiden taşıyordu. Hâlâ, artık hayatta olan Oya'yı istiyordu. Ben de her şeyi bırakıp çekip gittim. Sadece magazincilerin saldırısına uğramak, halkın önünde aşağılanmak ve kalbimle birlikte mirasım da paramparça olmuş bir halde sokak ortasında kanlar içinde bırakılmak için.

Bir ömürlük adanmışlık ve emek bir anda nasıl silinebilirdi? Bir zamanlar sevdiğim adam, ikinci bir hayat şansında bile bu kadar zalim olabilir miydi? Kaderimde bir hayaletin gölgesinde kalmış, bir kenara atılmış bir mimardan fazlası olmak yok muydu?

Ama tam her şey bitti derken, bir yabancı bana bir şans sundu. Vizyoner bir proje, yeni bir başlangıç, yeteneğimi geri kazanacağım ve hayal ettiğim her şeyin çok ötesinde bir gelecek inşa edeceğim bir yol. Bu sefer kendim için inşa ediyorum.

Bölüm 1

Arslanoğlu ailesinin bir planı vardı. Ben de o planın bir parçasıydım.

Yıllarca, kanatları altına aldıkları o dahi genç mimar Elara Tekin'dim. Özenle yetiştirdikleri, veliaht Can Arslanoğlu ile evlenip yeteneğimi onların imparatorluğuyla birleştirmesi kaderinde yazılı olan kişiydim.

Can'ı sevdim. Ruhumu Arslanoğlu Holding'e adadım, İstanbul semalarını delen gökdelenler, sahil şeritlerini süsleyen lüks tatil köyleri tasarladım. Binalarımız şehrin simgeleri haline geldi. Bir hayat kurduğumuzu sanmıştım.

Sonra, altmış beşinci yaş günümde Can bombayı patlattı.

Kırk yıldır ölü olan ilk aşkı Oya Akay onurlandırılacaktı. Portresi, Arslanoğlu ailesinin özel galerisinde, tam merkezdeki noktaya asılacaktı. Benim yerime.

Vasiyetini çoktan değiştirmişti. Ölümünden sonra bana sembolik bir meblağ kalacaktı. Hisselerimin büyük bir kısmı, hayatımın eseri, yeniden dağıtılacaktı.

Üç çocuğumuz, hatta torunlarımız bile onun yanında durdu. Sessizlikleri beni yıkan bir darbe gibiydi.

İhanet, göğsümü ezen fiziksel bir güçtü. Nefesimin kesildiğini, yakıcı bir acı hissettiğimi ve sonra karanlığı hatırlıyorum.

Öldüm.

Sonra, gözlerimi açtım.

Arslanoğlu malikanesinin görkemli yemek odasındaydım. Yüksek pencerelerden içeri güneş ışığı süzülüyordu.

Yaşlı Aslan Bey, masanın başında oturuyordu, yüz ifadesi ciddiydi. "Can, artık gençleşmiyorsun. Bir karar verme zamanı geldi. Baş Mimarın, ortağın kim olacak?"

Jale Hanım sıcak bir şekilde gülümsedi. "Eminim oğlum Elara'yı seçer. Onu her zaman çok severdi."

Herkes seçilmiş kişinin ben olduğumu biliyordu. Tasarımlarım, adanmışlığım, tüm rakiplerimi fersah fersah geride bırakıyordu.

Ama bu sefer, Can Arslanoğlu bana baktı.

Gözleri.

Buz gibiydi. Derin, keskin bir tiksintiyle doluydu. Önceki hayatımda ancak kırk yıl sonra göreceğim bir nefretle.

Hatırlıyordu. O da yeniden doğmuştu.

Daha yeni yeniden atmaya başlayan kalbim, tanıdık bir sızı hissetti.

Demek hâlâ Oya'yı arzuluyordu. Pekala. Dileğini yerine getirecektim.

"Aslan Bey," dedim, sesim şaşırtıcı derecede sabitti. Ayağa kalktım.

Herkes bana bakakaldı.

"Elara'cığım, ne oldu?" diye sordu Jale Hanım, gülümsemesi solarak.

"Baş Mimar pozisyonu için uygun olduğuma inanmıyorum," diye belirttim. "Benim vizyonum, Arslanoğlu Holding'in geleceğiyle uyuşmayabilir. Ve bence Can, gerçekten bağ kurduğu bir ortak seçmeli."

Duraksadım, doğrudan Can'a baktım. "Adaylıktan çekiliyorum."

Can donakaldı. Sadece bir saniyeliğine. O soğuk gözlerinde bir şok pırıltısı belirdi, ama hemen maskelendi.

Sonra, saf bir buz kesildi.

Tek kelime etmedi. Sandalyesini geriye itti, ayağa kalktı ve tek bir söz söylemeden yemek odasından çıkıp gitti.

Nereye gittiğini biliyordum. Oya Akay'a. Bu zaman diliminde o bir hayalet değildi. Hayattaydı. Can için her şey farklı olabilirdi.

Dudaklarımda acı bir tebessüm belirdi. Onlarca yıllık evlilik, bir ömürlük adanmışlık, hepsi birer yalandan ibaretti.

"Elara, sen ne diyorsun?" Aslan Bey'in normalde o kadar buyurgan olan sesi, şaşkınlıkla doluydu.

Gözlerine baktım. Bir zamanlar bana kızı gibi davranan bu adam, kaybolmuş görünüyordu.

Derin bir nefes aldım. "Aslan Bey, Can'ın kalbi başka bir yerde. Ben aradan çekiliyorum."

Aslan ve Jale Hanım şaşkın bakışlarla birbirlerine baktılar. Ama Can'ın ani çıkışından sonra, söyleyecek söz bulamıyor gibiydiler.

Müsaade isteyip odama, eşyalarımı toplamaya gittim. Gidiyordum.

Ertesi sabah telefonum bildirimlerle çınlıyordu. Sosyal medya, magazin siteleri, hepsi aynı manşeti atıyordu: "Can Arslanoğlu Gizemli Güzel Oya Akay ile Görüntülendi!"

Fotoğraflarda Oya, ışıl ışıl ve genç, Can'ın koluna sokulmuştu. Can ona sıkıca sarılmış, gözleri yumuşak ve hayranlıkla doluydu.

Yüzümde hiçbir ifade olmadan ekranı kaydırıp kapattım.

Öğlene doğru aşağıda bir kargaşa koptu.

Pencereye gittim. Can, Oya'yı Arslanoğlu malikanesinin ana girişinden içeri alıyordu, kolu sahiplenircesine belindeydi.

Birkaç dakika sonra, Aslan Bey'in çalışma odasından bağırışlar yankılandı.

Can'ın sesi, keskin ve talepkârdı. "Baba! Sana söyledim, Oya'yı seçtim! Yeni Boğaz Tacı Projesi'nde neden hâlâ baş mimar olarak Elara'nın adı geçiyor?"

Okumaya Devam Et
img Uygulamada Daha Fazla Yorum Görüntüle
Son Sürüm: Bölüm 10   Bugün10:43
img
img
Bölüm 1
23/10/2025
Bölüm 2
23/10/2025
Bölüm 3
23/10/2025
Bölüm 4
23/10/2025
Bölüm 5
23/10/2025
Bölüm 6
23/10/2025
Bölüm 7
23/10/2025
Bölüm 8
23/10/2025
Bölüm 9
23/10/2025
Bölüm 10
23/10/2025
MoboReader
Uygulamayı İndir
icon APP STORE
icon GOOGLE PLAY