in Ağ
arabayı sürdüm. Güneş parlaktı, gökyüzü alaycı, mükemmel bir maviydi
aydınlandı. "Elif, tatlım! İçeri gel. Can yukarıda odasında." Beni
" dedim, kutuyu kald
girmem için işaret etti. "Bütün sabah k
üçük bir yankı yapıyordu. Yatak odasının kapısı haf
lmadan it
da, başı onun omzundaydı. Üzerinde "IŞIK" ve numarasının yazılı olduğu futbol for
umruk gibiydi. Ciğerlerimdeki hav
ffer bir parıltıya büründü. "Ah, Elif. Geldiğini duymadım." Can'a daha da sokuldu, sah
fadesi bir an için okunaksızdı, sonra sa
abım olan Elif'çiğim değil.
Burada oturup benim için yas tutmasını mı? Dün geceki davranışlarından
inde aptalca bir tartışma için özür dilemek adına gecenin bir yarısı üç saat araba kullanmıştı. Okulu
aya, test etmeye devam etti, sadece onu geri çekmeden önce ne kadar ileri gidebileceğini görmek için. K
işti. Parçalar artık
lık kemiklerime soğuk, sert bir kesin
eye geldim." Sesim ürkütücü bir şekilde sakin
şey -sinir mi? kafa karışıklığı mı?- geçti. Umursamaz bi
ğunu söylemek içindi. Ve yaktı da. Ama aynı zamand
rin başına yürüdüm. Yatak odası iki katlı antreye
parke zemine mide bulandırıcı bir gürültüyle
görmek için bakmadım. Gere
yaktaydı, kaşları çatıktı. "Senin eşyalar
ayrılık istiyor
oğuk bir öfkeyle doluydu. "Alanımd
ada bıraktığım *Muhteşem Gatsby*'nin yıpranmış kopyasını, mezuniyet balosundaki çerçeveli fot
hakkında gevezelik etmeye başladı, sesi ham sinirlerimi tırmalıyordu. Yanlışlıkla komodininin üzerindeki bir bardak
başladı. "Dikkatli ol, Ceyda," dedi ve sesi naz
oynatsam sinirlenirdi. Ama onun i
lktı, dolabına yürüdü ve yeni, tertemiz bir futbol forması çık
da kırılmanın bir yolunu buldu. Uyuşmuştum. Tamamen ve bütün
dim ve diş fırçamı ve yüz temizleyicim
ülümseme vardı. "Onun dikkatini mi çekmeye çalışıyorsun, Elif? N
" dedim, ses
a Koç'a gidiyorum. Onun yurdunda, onun yatağında olacağım. Ona günay
ime battı. "Ailen zengin, değil mi? Ne yaptın, onun hayatına p
bahsetmesi göğsümdeki buzlu bo
, sesim tehlikeli b
ne olur? Baban
im, ani bir adrenalin dalgası vücuduma yayıldı. Hareket ke
rada, merdivenlerden yukarı
a
hesaplı bir kurnazlık ifadesi geçti. Geriye doğru düşerken uzandı ve
rlandık, birbirine dolanmı
başındaki alçak korkulu
çığlık koptu, Ceyda'nın çığlığıyla karıştı. Aşağıdaki p
ime saplandı. Şakağımdan aşağı sıcak ve
bir feryada dönüşmüştü. "Can! Beni itt
Merdivenlerden aşağı fırtına gibi indi, yüzü öfkeden bir maske gibiydi. Doğruca Ceyda
alandın mı?" diye sord
titreyen bir parmakla beni işaret ederek. "
itmeye çalışıyordum, görüşüm bulanıkt
ım-" diye başlad
sesi antrede yankılandı. "Yal
ayal kırıklığı gözyaşları sonunda serbes
bir fiziksel darbeden daha derine işleyen bir tiksin
ana bile bakmıyordu. Bütün dikkati, şimdi
k, tehditkar bir hırıltıya dönüş
dünyanın en değerli şeyiymiş gibi kucakl
p "kaldırım canavarını" defedeceğine söz verdiğini hatırladım. O çocuk gitmi
lılığı, bütün acı ve keder dudaklarımda öldü.
lanmasına neden oluyordu. Eşyalarımı onun zemininde dağınık halde b
a sendeleyerek çıktım, tertemiz paspas
il servis
ine üç dikiş atılması gerektiğini söyledi. Steril beyaz
umaradan resimli
da'nın bileğine nazikçe bir buz torbası sarıyordu. Ceyda ona h
iyi bakıyor. Bazı insanlar bir kıza
içbir şey hissetmedim. Ne öfke, ne kıskançlık, ne de bir acı sızısı. Sadece oy
rayı engelledim ve

GOOGLE PLAY