delen'in

ım, bedenim bana ihanet ederken soğuk tuğlalara yaslandım. Öksürdüm, ki

masızdı. Bir kez koku aldığında, asla peşini bırakmazdı. Gerçeği bulana kadar kazar, araş

ansu'nun güvenliği. Hayatta kalmak ya da kızımın bu k

m yo

ir lokantada buluştum. Banka kartımı

m, sesim düzdü. "Tedavi par

yrek, dökülmüş telleri ortaya çıkardım. Dudaklarımdaki ruju sildim, sağlıklı bir kadın gibi görünmeye çalıştığ

kurtarmaz. Ama kızımı senden kurtarabilir. Al ve

zuk mal olduğunu bilmeliydim. Anasına bak, kızını

e hayatımı cebine atı

zarını işaretleyen basit mezar taşının önünde diz çöktüm, mermer titreyen parma

aşa. "Çok zamanım kalmadı. Ölmekten ko

unmuştu, stresin ve kendi zayıf sağlığımın bunu riskli hale getirdiğini söylemişti. Ama yapamazdım. Cansu, sonsuz bir k

, sesim rüzgarda kayboldu. "Ama o şimdi evli. Yen

ektiğini doğruluyordu. Üzerimden bir rahatlama dalgası geçti, o kadar güçlüydü

nsu oyun alanında bir kavgaya

e çarpıyordu. Acil servisin dışında kaotik bir sahne buldum. Baran'ın ailesi

e yürüdü. Tepki veremeden, eli yüzüm

şti. "Sen ve o canavar çocuğun! Nasıl geri dön

aran'ın neredeyse Cansu'nun yaşında bir oğlu vardı. Bu, ben onu terk ettikten hemen sonra Aslı ile birlik

erecede güçlüydü. "Bana dokunmayacaksın," dedim sıkılmış diş

mi bı

aladı ve beni annesinden uzağa fırlattı. Geriye doğru se

baktı ve bir anlığına yüzünden bir ş

adı, "sadece bizi rahat bırak. Baran'ı rahat bırak. Yeterince yapmadın mı? Ailen yaptıklarında

'yı ayağa kaldırırken. "O kelimenin anlamını bilmez. Ailen hak ettiğini b

üşündüm, Baran'a her zaman bir oğul gibi davranan nazik, kibar bir adam. Onunla ço

kırık bir hırıltıydı. "Annemle babam öldü. Ben ölüyorum. Kızım

öfkesindeki çatlakları görüyormuş gibi. Bana doğru teredd

rı açıldı. "Cansu Dağdelen'in a

geçtim. "Ben

göre fıstığa maruz kalmış. Anafilaktik şoka girdi. Ayr

be gibi vurdu. Fıstık. Cansu fı

yordu. Bu genetik bir tuhaflıktı, doğuştan sahip olduğu