/0/96869/coverbig.jpg?v=2cec8ce2114cf91eb96cc4a30106481c)
bul'un yıldız savcısı Kenan Altan için mükemmel bir eş oldum. Hukuk dosyalarım
ş geldi, beni çaresizce öptü ve
u. "Bana geri döne
masaya bir demlik kaynar kahve döktüğünde, Kenan bir an bile tereddüt et
a neden oldu. O ise Hale'in elindeki küçük kızarıklıklar için
me bir an bile bakmadı. Sadece
acile git," dedi.
. Üç ay sonra, kariyerinin en büyük davasında yargıladığı a
n hukuk efsanesi olduğundan zerre kadar haberi yoktu. Ve ben,
lü
bir dava bile kaybetmemiş bu dâhinin nereye kaybolduğunu merak edip durmuştu. Kimileri tükendiğini
çeği tahm
ve sessizdi. Bir zamanlar Nemesis olarak bilinen Esra Demir, şimdi Esra Altan adını kullanıyordu.
hukuk dosyalarını dolaplara kaldırmış, onları önlükler ve yemek kitaplarıyla değiş
azırlık duruşmalarında karşılaştığı bu zeki savcıya gizlice hayran olan, yükselen genç bir avukattı. Bir keresinde onda bir kırılgan
ılm
onu asla unutamamıştı. Evleri, onun bu saplantısının bir müzesi gibiydi. Duvarlarda Hale'in hiç fotoğrafı olmasa da, varlığı her y
llerini öğrenmişti. Tüm stratejik dehasını tek bir, ka
i evinde kibar bir yabancı olmanın ardından
ibi unuttuğu bir tarih. Eve geç gelmişti, pahalı viski ve belli belirsiz, çi
ındaydı, eski bir davayla ilgili gülüşüyorlardı. Esra'yı neredeyse fark etmedi
demişti Esra yumuşakça, ona ya
ı yakıyordu. Baş döndürücü bir an için, Esra bir um
i, göstermelik öpücüklerden hiçbiri gibi değildi. Kalbi göğüs kafesine
anmamıştı. Gülümsedi, Esra için olmaya
rmağı yanağını okşarken. "Ban
dolduran ince, keskin bir toza dönüştü. Tek kelime etmedi. Sadece mekanik hareketl
son bir kez daha Hale
iziyordu. Bu adam şehir tarafından alkışlanan, adaletin bir deviydi. A
tozlu bir kutu çıkardı. İçinde eski eşyaları vardı. Prestijli bir hukuk fakültesinden çerçeveli
rdı. Sade ve
a D
uk
uyandırdı. Başka bir ha
toğrafı gülümseyen, halka dönük bir yalandı. Parmağı
i eski akıl hocası. Ona N
yordu. İstanbul'da gece yarısını geçmişti ama cevap verec
ahin." Sesi her zamanki
esi tuhaf geliyordu, kullan
e hayal edebiliyordu: şehre bakan köşe ofisinde oturuyor, muhtemelen
m, bu gerçekten sen misin? Nerelerdeydin yahu? Bütün İstan
e bir merhem gibi geldi. Biri onu hatırl
dedi, yüzyılın e
u ikinci sınıf şirket köpekleriyle uğraşmak zorunda kaldığım her an, beni onlarla tek baş
arı basit bir topuzla toplanmış solgun bir kadın. Üzerinde yumu
sordu Doğan, sesi alçalarak. Gizli e
pladı Esra, bu gerçeğin
uk hava ciğerlerini doldurup so
davası
ğan'dan yavaş, memnun bir nef
irken, omurgasına eski çelik g
za
en sonra İstanbul H
kliyor. Yuvana hoş geldin, Nemesis. Onlara gerçek bi
elerine baktı. Onları aylar önce hazırlamıştı, asla
redi. Kenan'
hirde. Akşam yemeği to
tı, sonra cevap
kilde imzaladı. İmzası keskin ve kendinden em
lilik, onu asla görmeyecek bir a
ltan ö
evine dö

GOOGLE PLAY