." Direktörün sesi hattın diğer ucunda sıcaktı. "Ama koşulları anlıyorsu

m da ihtiyacım olan şe

liriz," diye söz verdi. "Sadece

uğun içinden bir umut ışığı sızar

doğruca eve sürdü

t uyumlu kahve kupası. Şöminenin üzerinde, kolu sıkıca belime dolanmış düğün günümüzden çerçeveli bir fot

tiksinti dal

ramparça oldular. Fotoğraf çerçevesi onu takip etti, camı çatladı. İkimizin olduğu her fotoğrafı çerçevesinden yırttım, küçü

kaldırıma sürükledim, içimde arı

lerim. Bana ait olan her şey. Bir nakliye şirketiyle anlaşıp onl

ece eve

vrak çantasını bıraktı ve beni bir kucaklamaya çekt

diye mırıldandı saçıma, du

ı parfüm kokusunu alabiliyordum. Tek görebildiğim, o bebeği tuttu

kolların

şeli bir ifade aldı. "Sorun ne

dedim, ses

ti, kaşları çatılmıştı. "Hast

esiyle geçirdikten sonra bile endişeli koc

," dedim. "Sad

ından bir dizi hediye paketi çıkardı.

yacağım bir şişe parfüm. Her hediye özenle inşa edilmiş bir yalandı, aldatmacasının derinliğinin bir kanıtıydı

im. Ama kelimeler çıkmadı. Bir yerlerde hâlâ eskiden olduğu adamı seven kadı

zlerimdeki kızar

Alina? Konu

sertti. "Bir bebek istiyorum,

sonra yorgun bir sabır maskesi. "Bu

an doğru zaman değil,"

lattı. Çok baskı altındayım.

musun?" diye ısrar ettim, sesim yükseliyo

ı. Arayan kimliği boştu. On

nmüştü. "Gitmem gerek." Bir ya

damgası gibi hissettiren bir jes

ızla uzaklaşmasını, gecenin

miklerime işleyen bir sızı bırakmıştı. Onunla bir çocuğu olab

i ikinci telefonuna takıldı, sehpanın üzerinde duruyo

eşi yine çıktı. Sürek

mişti. Evin yarı boş olduğunu.

. Kalbimdeki acı o kadar yoğundu ki fiziksel bir histi,

m ağzıma gitti ve banyoy

ildi. Zihnimde soğuk, korkutucu bir düşünce oluşmaya baş

eve g

tek başıma ha

on ekranına bakarken göz

hissedemediğim bir neşeyle parlayan