n Muğla'ya bir u
undaydı. Bu on
ti. Milli parkın yakın
a titriyordu. Bolu'nun o tanıdık, anılarla dolu manz
adan duman tütüyordu
ra onu
ıyordu. Aynı geniş omuzl
u. "Ateş?" diye fısıldadı, duy
teri sil
etrafında tanımadığı çizgile
tı. Gençti, güzeldi, eli ş
a. Orman
ülümsedi. Ateş ona doğru yürüdü, kol
n arkasına sakl
tle bakıyordu ki. Esk
iydi. Bu, Mert'in "
Orada olduğun
Hiçbir şey hatırlamıyor." Zeynep, onu görmenin bun
izlerken o u
nüyordu. Ateş'in yüzü
ki. Ona koştuğunu, kollarının o
uz gibi, ser
yatı, yeni bir aşkı,
Ateş'inden geriye b
aldı ve ağaçları
adı ve ikisi de b
ep'in gözler
ktu. Hiçbir şey. Sadece ki
. "Yardımcı ol
, kim olduğu, neden orada olduğuyla
uzurunu bozamazdı, e
arıyordum," dedi
n sesi. Ateş'in sesi. Ama f
la şekillenirken. "Aslı Aydın. Sanırım...
tıldı. "Ka
i. "Kül geçmişini hatırlamıyor
dedi Zeynep, Kül'e bakarak. "Senin...
nı salladı. "O i
e. "Lütfen, içeri gel. Ç
salladı. Düşmeden önc
sıcacıktı. Şömined
ynep'i izliyordu, bakış
olduğumu mu düşünüyors
im. Ateş. Ateş savaşçısıydı. Üç yı
l. Kaba değildi, sadece b
ki bir gülümsemeyle. "Sadece...
latıcı bir el koydu. "Ail
ç içe geçmiş hayatlarına. Elif'in sam
ırlayamadığı bir haya
oksa," dedi Zeynep. "Seni tanımak için, Kül.
sıcak bir şekilde.
dı. "İstediğin k
Zeynep
bir acı
GOOGLE PLAY