Herkes Seavelt'te, şehrin en iyi jinekoloğu Dr. Ethan Caldwell'in kadınlarla asla yakınlaşmadığını bilirdi.
Önünde kaç genç kadın dursa da, onlara asla bakmazdı.
On yıl birlikte olmamıza rağmen, ona dokunmama izin vermediğinde bile, hep farklı olduğumu düşündüm.
Parmak uçlarım yanlışlıkla koluna dokunsa, "Bana dokunma," diye çıkışırdı.
Yatağına girme çabam bir kez daha başarısız olduğunda, beni on adamla birlikte olmaya zorladı.
Sonrasında ağlayıp ona çıkıştığımda, "Seni sonsuza dek bir manastır hayatı gibi yaşatamam," dedi.
On birinci kez, beni yatağa sabitlemesi için birini ayarladığında, dayanamadım ve iki yüz uyku hapı yuttum.
Uyandığımda, Ethan ilk kez bana dokunmama izin verdi.
Onu yavaşça kazanabileceğimi düşündüm. Ama ertesi gün, özel villasındayken, başka bir kadını kollarında tuttuğunu gördüm.
Kadının başını öptü, gözleri daha önce hiç görmediğim bir tutkuyla yanıyordu.
Onunla yüzleştiğimde, Ethan bana soğuk bir şekilde baktı. "Clara senin gibi değil, Lily. O, kirli düşüncelere sahip değil ya da erkekleri baştan çıkarmaya çalışmıyor."
Dudaklarımı kanayana dek ısırdım. "Tamam, Ethan. Ayrılalım."
Hastane odasının dışından Ethan ve küçük sevgilisi Clara Hayes'in sesleri geliyordu.
İçeride, midem yıkandıktan sonra uyuyamadan inliyordum.
Ethan hep aşkının başka bir adam tarafından kirletilmesine izin vermeyeceğini söylerdi.
Ama kendimi korumak için o hapları yuttuğumda, acil serviste on saat sonra uyandığımda, sadece "Bunu sen kendine yaptın," dedi.
Ancak Clara alışveriş yaparken neredeyse tökezlediğinde ve bir koruma ona destek olduğunda, Ethan adamın elini kesmek istedi.
O zaman anladım ki ben asla onun aşkı olmadım.
Dışarıdaki yakınlıklarının sesleri kalbimi binlerce iğne gibi deldi.
Her şey bittiğinde, Ethan içeri girdi, yüzü sertti. "Ne, yine mi ayrılıyorsun? Bu ay kaç kez oldu? Bundan sıkılmadın mı?" Clara, onun kollarında kıvrılmış, bana başıboş bir kedi gibi sırıtıyordu. "Eğer Lily üzgünse, bu bebeği hastanede halledebilirim."
"Hamile mi?" donakaldım.
Üç yıl önce, doktorlar rahmimde kistler buldu. Durum kötüleşmeden önce hamile kalmam gerektiğini, yoksa asla anne olamayacağımı söylediler.
Ethan'a diz çökerek yalvardım, ama bana dokunmadı.
Şimdi, Clara ülkeye döndüğünden beri bir ay olmuştu ve Ethan onu hamile bırakmıştı.
Göğsümdeki acı, mide yıkama ağrısını bile bastırdı.
Ethan'ın eli Clara'nın karnına dayandı. "Onu düşünme. O kimse değil. Sadece bebeğe odaklan. Gerisini ben hallederim."
Bu sözleri beş yıl önce bana da söylemişti.
O zamanlar baş cerrahtı ve ona kıskanç biri sağ eliyle bıçakla saldırmıştı.
Onun için beş bıçak darbesi aldım, tek bir çizik bile almamasını sağladım.
Ameliyathaneden zar zor hayatta çıktığımda, hastane yatağımın başında beni tutup bir söz verdi. "Lily, ellerim benim ikinci kalbim. Beni kurtardın ve ben de seni sonsuza dek koruyacağım. Beni güvende tutma şansı ver. Benimle evlen!" Bunu çok net hatırlıyorum. Bu sözü tam da bu odada vermişti.
Şimdi geriye sadece onun soğuk bakışı ve alaycı küçümsemesi kalmıştı.
Kalbimdeki son umut kıvılcımı da söndü. Clara'nın boynundaki kırmızı izlere bakarak kısık bir sesle, "Şaka yapmıyorum. Boşanalım," dedim.
Ethan'ın yüzü karardı. "Tamam. Gitmek istiyorsan, git. Mümkün olduğunca uzaklaş. Kemik peşinde koşan bir köpek gibi geri dönme."
Bununla birlikte, kapıyı sertçe çarptı ve Clara'yı kollarına alarak gitti.
Gözlerim yaşlarla doldu. Bu beş yıl Ethan'la birlikte, her şeyimi kaybettim.