Uygulamayı Edinin popüler
Ana Sayfa / Kurtadam / Terk Edilmiş Omegası, Alfa Kral'ın Mahvı
Terk Edilmiş Omegası, Alfa Kral'ın Mahvı

Terk Edilmiş Omegası, Alfa Kral'ın Mahvı

5.0
21 Bölümler
991 Görüntüle
Şimdi Oku

On beş yıl boyunca, heybetli Alfa Demir Karahan'ın ruh eşiydim. Bana Liman'ım derdi; içindeki canavarı yatıştırabilen tek kişi olduğumu söylerdi. Ama psişik bağımızdan sızan ihanetini hissettiğimde, o mükemmel dünyamız paramparça oldu: başka bir kadının kokusu, kalçasındaki kırmızı ojeli tırnakların bir anlık görüntüsü. İçimdeki kurt acıyla uludu. Doğum günümde acil bir sürü meselesi olduğunu söyleyerek yalan söyledi, ama arabasında tek bir sarı saç teli buldum. İlk tanıştığımız restoranda gizli telefonunu ele geçirdim ve asistanı Ceyda'dan gelen müstehcen mesajları gördüm. *“Şimdi o kadınla mısın? Söylediğin kadar sıkıcı mı?”* diye alay ediyordu. Sonra resimli bir mesaj geldi: Ceyda, ona aldığı Zen Pırlanta kutusunu tutuyordu. *“Bu gece bunu bana takmanı sabırsızlıkla bekliyorum, Alfa.”* İhanetinin zehri midemi bulandırdı. Sürümüzün Şifacısı, hastalığımın gıda zehirlenmesi değil, bir "Ruh Reddi" olduğunu doğruladı; bağımız, ilişkisi yüzünden o kadar kirlenmişti ki, ruhum onu reddediyordu. O gece Ceyda bana son, acımasız bir psişik saldırı gönderdi: pozitif gebelik testinin bir fotoğrafı. *“Onun soyu artık bana ait. Kaybettin, yaşlı kadın.”* Ben onun limanıydım, ama bir liman demir almayı da seçebilir. Avukatımı aradım. "Ondan hiçbir şey istemiyorum," dedim. "Tek bir kuruş bile. Özgür olmak istiyorum." Bu bir kaçış değildi; dikkatle planlanmış bir geri çekilmeydi. Onun dünyası çökmek üzereydi ve o kıvılcımı çakan ben olacaktım.

İçerikler

Bölüm 1

On beş yıl boyunca, heybetli Alfa Demir Karahan'ın ruh eşiydim. Bana Liman'ım derdi; içindeki canavarı yatıştırabilen tek kişi olduğumu söylerdi.

Ama psişik bağımızdan sızan ihanetini hissettiğimde, o mükemmel dünyamız paramparça oldu: başka bir kadının kokusu, kalçasındaki kırmızı ojeli tırnakların bir anlık görüntüsü. İçimdeki kurt acıyla uludu.

Doğum günümde acil bir sürü meselesi olduğunu söyleyerek yalan söyledi, ama arabasında tek bir sarı saç teli buldum. İlk tanıştığımız restoranda gizli telefonunu ele geçirdim ve asistanı Ceyda'dan gelen müstehcen mesajları gördüm. *“Şimdi o kadınla mısın? Söylediğin kadar sıkıcı mı?”* diye alay ediyordu.

Sonra resimli bir mesaj geldi: Ceyda, ona aldığı Zen Pırlanta kutusunu tutuyordu. *“Bu gece bunu bana takmanı sabırsızlıkla bekliyorum, Alfa.”* İhanetinin zehri midemi bulandırdı.

Sürümüzün Şifacısı, hastalığımın gıda zehirlenmesi değil, bir "Ruh Reddi" olduğunu doğruladı; bağımız, ilişkisi yüzünden o kadar kirlenmişti ki, ruhum onu reddediyordu. O gece Ceyda bana son, acımasız bir psişik saldırı gönderdi: pozitif gebelik testinin bir fotoğrafı. *“Onun soyu artık bana ait. Kaybettin, yaşlı kadın.”*

Ben onun limanıydım, ama bir liman demir almayı da seçebilir. Avukatımı aradım. "Ondan hiçbir şey istemiyorum," dedim. "Tek bir kuruş bile. Özgür olmak istiyorum." Bu bir kaçış değildi; dikkatle planlanmış bir geri çekilmeydi. Onun dünyası çökmek üzereydi ve o kıvılcımı çakan ben olacaktım.

Bölüm 1

Elara’nın Gözünden

On beş yıl boyunca, aşk hikayemiz kıtadaki her sürünün dilindeydi. Ben Elara Aydın, Karataş Sürüsü'nün heybetli Alfası Demir Karahan'ın ruh eşiydim. O benim dünyamdı, ben de onun Liman'ı. Bana böyle seslenirdi. Varlığım, kokum, hem şirket dünyasının hem de kurt adam hiyerarşisinin zirvesine tırnaklarıyla tırmanmış o adamın içindeki azgın canavarı yatıştırabilen tek şeydi.

Bugün, o mükemmel dünya paramparça oldu.

Bizi birbirimize bağlayan psişik boşlukta, Zihin Bağı'mızda belli belirsiz bir fısıltıyla başladı her şey. Benim olmayan, ucuz ve mide bulandıracak kadar tatlı, sıradan bir parfüm kokusu çatlaklardan sızdı. Ardından zihinsel bir imge, istenmeyen bir görüntü belirdi: Tırnakları kaba, simli bir kırmızıya boyanmış bir el, bir erkeğin kalçasında sahiplenircesine duruyordu.

Nefesim kesildi. O eli tanıyordum.

Demir'in omega asistanı Ceyda Sönmez'e aitti.

Ve o pantolon... o keskin, özel dikim gri yün pantolon... Daha geçen hafta onun için bizzat ben seçmiştim.

İçimdeki, her zaman sakin ve dingin olduğunu bildiğim kurt, beynimin içinde saf bir azapla uludu. Sesi bastırdım, ellerim yanlarımda yumruk oldu. On beş yıl. Hiçbiri gerçek değil miydi?

Ertesi gün, göğsümdeki fırtına yerini soğuk, katı bir sükunete bıraktı. Sabahı, komodinimdeki solgun bir fotoğrafa bakarak geçirdim. Babamla tanışmasından yıllar önce çekilmiş, annemin bir fotoğrafıydı. Arkasında zarif bir el yazısıyla kızlık soyadı yazıyordu: Soykan. Bu sadece ona ait bir isimdi, hayatını kendi bildiği gibi yaşamasının bir simgesiydi. Bu düşünce içime bir tohum ekti.

O öğleden sonra sürü topraklarına değil, şehrin insan tarafına, adliye sarayının soğuk, ruhsuz koridorlarına sürdüm.

"Yasal olarak isim değişikliği için başvuruda bulunmak istiyorum," dedim sıkkın görünen memura.

Memur başını kaldırdı, gözleri beni tanıyınca hafifçe irileşti. Ne de olsa yüzüm sık sık parlak dergilerde Demir'in yanında yer alıyordu. "İsim?"

"Ben Elara Aydın," dedim, sesim kararlıydı. "İsmimi Umut Soykan olarak değiştirmek istiyorum." Soykan, annemin kızlık soyadıydı. Sadece bana ait bir isim.

Memur kaşlarını çattı. "Ama... siz Alfa Karahan'ın ruh eşisiniz. Bu onun rızasını gerektirir, bir ayrılık..."

"Beni asla mühürlemedi," diye sözünü kestim, kelimeler ağzımda kül tadı bırakıyordu. Bizim dünyamızda Mühür, yani boyuna atılan bir ısırık, son ve kırılamaz bağdı. Mutlak sahiplenmenin bir işaretiydi. Demir her zaman mükemmel anı, büyük bir halka açık töreni beklediğini söylerdi. Bir zamanlar ona inanmıştım. Şimdi ise bunun ne büyük bir lütuf olduğunu görüyordum. Bu, hem insan hem de sürü yasalarının gözünde hala kendi başıma bir birey olduğum anlamına geliyordu.

O akşam Demir'i haberlerde izledim. Bir yardım galasındaydı, her haliyle güçlü, sadık bir Alfa gibi görünüyordu. Kadehini kaldırdı, gözleri sanki doğrudan bana bakıyormuş gibi kamerayı buldu. "Güzel ruh eşim Elara'ya," diye gürledi, sesi alışılmış bir sıcaklıkla doluydu. "Benim Liman'ım. O olmadan ben bir hiçim."

Bir zamanlar kulaklarıma en tatlı müzik gibi gelen bu sözler, şimdi sadece gürültüydü. Siyasi bir performans. Hiçbir şey hissetmedim.

Daha sonra, ilk yıl dönümümüzde birbirimize hediye ettiğimiz eş bileklikleri aldım. Her birinde parlak, ışıldayan bir aytaşı bulunan, iç içe geçmiş iki gümüş halkaydı. Onları Demir'in asla gitmeyeceği, şehrin köhne bir mahallesindeki salaş bir kuyumcuya götürdüm.

"Bunları eritmeni istiyorum," dedim tezgahın arkasındaki yaşlı adama, bileklikleri kadife tablaya koyarak.

Adam onlara, sonra bana baktı. "Bunlar ruh eşi hediyeleri. Kutsaldır. Onları yok etmek..."

"Erit onları," diye tekrarladım, sesim tartışmaya yer bırakmıyordu. "Birini diğerinden ayırt edemeyecek hale gelene kadar birlikte erit. Tek bir çirkin, tanınmaz bir kaya yığını istiyorum."

Demir o gece eve geldiğinde, gece yarısını çoktan geçmişti. Bana en sevdiğim beyaz zambaklardan bir buket getirmişti. Beni öpmek için eğildiğinde, koku bana bir darbe gibi vurdu: kendi güçlü sandal ağacı ve kış fırtınası kokusu, şimdi Ceyda'nın ucuz, yapış yapış tatlılığıyla lekelenmişti.

Ve orada, çenesinin hemen altında, belli belirsiz, şüphe götürmez bir öpücük izi vardı.

"Uzun bir gündü, aşkım," diye mırıldandı saçıma doğru.

Zoraki bir gülümsemeyle, "En uzunu," diye karşılık verdim, kalbim göğsümde donmuş bir taşa dönmüştü.

Okumaya Devam Et
img Uygulamada Daha Fazla Yorum Görüntüle
Son Sürüm: Bölüm 21   11-07 01:14
img
img
Bölüm 1
23/10/2025
Bölüm 2
23/10/2025
Bölüm 3
23/10/2025
Bölüm 4
23/10/2025
Bölüm 5
23/10/2025
Bölüm 6
23/10/2025
Bölüm 7
23/10/2025
Bölüm 8
23/10/2025
Bölüm 9
23/10/2025
Bölüm 10
23/10/2025
Bölüm 11
23/10/2025
Bölüm 12
23/10/2025
Bölüm 13
23/10/2025
Bölüm 14
23/10/2025
Bölüm 15
23/10/2025
Bölüm 16
23/10/2025
Bölüm 17
23/10/2025
Bölüm 18
23/10/2025
Bölüm 19
23/10/2025
Bölüm 20
23/10/2025
Bölüm 21
23/10/2025
MoboReader
Uygulamayı İndir
icon APP STORE
icon GOOGLE PLAY