Uygulamayı Edinin popüler
Ana Sayfa / Çağdaş / Gerçek Mirasçı İntikam Alıyor: Ailesiyle Birlikte Her Yeri Yok Ediyor
Gerçek Mirasçı İntikam Alıyor: Ailesiyle Birlikte Her Yeri Yok Ediyor

Gerçek Mirasçı İntikam Alıyor: Ailesiyle Birlikte Her Yeri Yok Ediyor

5.0
1 Böl./Gün
34 Bölümler
65 Görüntüle
Şimdi Oku

Banu, ailesine kavuştuğunda terk edilmiş olduğuna inanıyor ve içi öfkeyle dolup taşıyordu. Ancak bulduğu şey tam bir çöküşten başka bir şey değildi: Annesi akli dengesini yitirmiş, babası gizemli bir şekilde zehirlenmişti. Piyanist abisi, çıkarlar için kurulmuş sahte bir evliliğe hapsolmuş; dedektif abisi, kumpas kurularak hapse atılmıştı. En küçük kardeşi ise bir çetenin eline düşmüştü. Sahte kız alaycı bir gülümsemeyle her yerde onunla işbirliği yapıyormuş gibi davranırken, Banu sessizce harekete geçti. Annesini iyileştirdi, babasının zehrini buldu, sahte evliliği dağıttı, iftiraları temizledi ve en küçük kardeşini çetenin başına geçirdi. Söylentilere göre Banu, Mustafa gibi eşsiz bir iş imparatoruna layık olmayan, başkalarının sırtından geçinen biriydi. Çok az kişi onun aynı zamanda ünlü bir şifacı, efsanevi bir tetikçi ve gizemli bir holding sahibi olduğunu biliyordu... Derken bir gün Mustafa diz çöktü. "Benimle evlen! Tüm bu imparatorluk senin olsun!"

İçerikler

Bab 1 Ben Ali, kardeşin!

Banu Yılmaz, bir sokağın köşesinde durdu; bakışları, küçük bir avlunun gerisinde gizlenen mütevazı, iki katlı eve kilitlenmişti.

İşte burasıydı; Yılmaz ailesinin yaşadığı o evdi.

Yirmi yılı aşkın süredir, hiç gerçekten tanışmadığı bu evin anılarına ve zihninde kurduğu sahnelere tutunup yaşamıştı.

Şimdi nihayet burada dururken, kalbi, hatırlayabildiği kadar uzun süredir içinde taşıdığı sorularla sızlıyordu.

Gerçek anne babası onu neden terk etmiş olabilirdi?

Onu nasıl olup da yabancılara emanet edip, sonunda Ürgen'de bir kâbusa dönüşen o yere gönderebilmişlerdi?

Koruyucu ebeveynlerinin son sözleri hâlâ kulaklarında çınlıyordu. "Sen Banu Yılmaz'sın; kendi ailenin dışladığı, istenmeyen çocuksun."

Bu sözler yakıcıydı—ve bir gün biyolojik ebeveynleriyle yüzleşme umudu, Ürgen'in karanlığında çektiği her şeye katlanma gücünü veren tek şeydi.

Tam karşıya geçmek üzereydi ki, birkaç adım ötede, kirli bir ara sokaktan sert bir ses yankılandı.

Gölgelerin içinde, normalde dimdik durması gereken bir adam yerde büzülmüş, daha kısa boylu, kötü yüzlü bir figürün acımasız darbeleri altında kıvranıyordu.

"Hâlâ kendini Yılmaz ailesinin prensi sanıyorsun, her şeye senin karar verebileceğini düşünüyorsun. Uyan artık! Deli annen için gerçekten ilaç alabileceğini mi sanıyorsun?"

Hiç tereddüt etmeden, küçük adam botunu kaldırdı ve yerdeki adamın uzanmış eline indirdi.

Kırılan kemiğin sesi havayı adeta yırttı.

Uzun adam kirli kaldırımda büzülmüş yatarken, acıdan titreyen bedeninden boğuk bir inleme yükseldi.

Acıya rağmen, kollarındaki paketi var gücüyle kavramaya devam etti.

Gölgelerden olan biteni izleyen Banu, göğsünde tuhaf bir sızı hissetti ve tereddüt etmeden adamın saldırganının arkasında belirdi.

Bir kemik daha kırılırken çıkan ses sokakta yankılandı. Küçük adam, şok içinde bileğini tutarak yere yığıldı ve acıyla çığlık attı.

"Ölmek mi istiyorsun sen?" Banu, bakışları buz kesmiş halde, soğuk ve kararlı bir sesle sordu.

Yerde kıvranan serseri, hıçkırıklar arasında küfürler savurmaya devam etti. "Kiminle uğraştığını bilmiyorsun, küçük kaltak. Sonun geldi, bunu göreceksin..."

Sözünü bitirmesine fırsat vermeden, Banu ayakkabısını sertçe onun yaralı bileğine bastırdı.

Çığlıkları sokakta yankılanırken, yüzü çaresizlikle buruştu. "Lütfen! Özür dilerim, yemin ederim, bir hata yaptım! Bilmiyordum—bir daha asla yapmam, ne olur sadece gitmeme izin ver!"

Banu'nun sesi tekdüze ve buz gibiydi. "Defol."

Bir an bile duraksamadan, serseri ayağa fırladı ve sendeleyerek sokaktan kayboldu.

Hemen ardından, siyahlar giymiş bir kişi gölgelerden sıyrılıp çıktı ve elinde bir dosya uzattı.

"Patron," diye saygıyla seslendi. "İşte Yılmaz ailesiyle ilgili bütün bilgiler; yıllar önceki kayboluşunuzun ardındaki gerçek de dahil."

Banu dosyayı açtı, her sayfadaki kelimeleri sindirdikçe gözleri giderek büyüdü.

Yirmi yılı aşkın bir süre önce, Yılmaz ailesinin küçük kızı, evlerinin ön kapısının hemen dışından kaçırılmış ve sonra ortadan kaybolmuştu.

O an, bir zamanlar saygı duyulan bu aileyi paramparça etti, onları bir daha içinden çıkamadıkları bir çöküşe sürükledi.

Annesi, Ayşe Yılmaz, zamanla gerçeklikten koptu ve aklını yitirerek deliliğin içine savruldu.

Babası, İbrahim Yılmaz, kısa süre sonra hastalandı; sağlığı hızla bozuldu ve hayata dair umutları tükendi.

Ahmet Yılmaz, ailenin en büyük kardeşi ve yetenekli piyanisti, tüm hayallerinden vazgeçip zengin biriyle evlendi—sırf anne babasına ilaç alabilmek için.

Mehmet Yılmaz, ikinci kardeş, bir zamanlar emniyet teşkilatının parlayan yıldızıydı. İşlemediği bir suç yüzünden iftiraya uğradı, tutuklanıp hapse gönderildi.

En küçükleri olan Ali Yılmaz ise, Mehmet'in adını temize çıkarmak ve kayıp kız kardeşini bulmak için şehrin yeraltı dünyasına karıştı. Ancak tüm çabaları sadece onu yıprattı ve en ufak bir otorite kırıntısına sahip olan herkesin altında ezilerek güçsüz kalmasına yol açtı.

Aile neredeyse her şeyini kaybetmiş olsa da, Banu'yu aramaktan asla vazgeçmediler—herkesin umutsuz bir dava olarak gördüğü bu arayışa milyonlar harcasalar bile.

Banu'nun parmakları dosyanın son sayfasına geldiğinde elleri titredi. Yıllardır onu ayakta tutan öfke, bir anda içinden çekilip alınmış gibi çöktü.

Asla tamamen terk edilmemişti.

Her zaman, içten içe onun dönüşünü bekleyen biri vardı.

Bir hışırtı sesi dikkatini çekti—uzun boylu adam, hırpalanmış ve kanlar içinde, ayağa kalkmaya çabalıyordu.

Banu'yu görür görmez dona kaldı; kan ve kir tabakasının altında, yüzünde tanıdık bir ifade belirdi.

Sonra yarı tökezleyerek, yarı koşarak ona doğru atıldı. "Banu! Gerçekten sen misin? Ben Ali'yim, senin kardeşin!"

Banu şaşkınlıkla, "Ali?" diye tekrarladı.

Ali heyecanla başını salladı, sesi yoğun bir duyguyla titriyordu. "Benim! Seni aramaktan asla vazgeçmedik. Nihayet eve döndüğüne inanamıyorum!"

Okumaya Devam Et
img Uygulamada Daha Fazla Yorum Görüntüle
Bab 15 Eve Git
12/12/2025
Bab 17 Bu Olamaz
12/12/2025
MoboReader
Uygulamayı İndir
icon APP STORE
icon GOOGLE PLAY