vermedi. Söylenecek

aktı, ifades

din mi?" diye sord

i, cevabı anlık ve hu

sa olsun aralarında olan şeyin onun için bir anlamı olduğ

m," dedi, sesi düz ve s

akmadı, sadece sakin adımlarla apartmanına doğru yürüdü, top

nın önünde bir adam bekliyordu. Komşusuydu,

rastlamayı umuyordum. Numaranı alabilir miyim diye mer

n, üzerlerine

irk

kip et

iksel bir engeldi. Yüzü sah

ırladı Demirkan, sesi alça

ın öfkeli yüzünden Elara'nın ifadesiz yüzüne bakt

sabrı sonunda tükeniyo

yapıyorsun,

ifadesi somurtkandı. "B

bahaneydi.

kür ed

verme," diye emret

, sesi aldatıcı bir

sanki bu yeterli bir sebepmiş g

osunu çıkardı ve e

kapı

Komşuya, dünyaya, buranın onun

klığı dolu bir ses çıktı. Mülkiyet bayrağı gibi dış kapı koluna k

paltosunu kapı kolundan aldı, koridorun s

ezonun sosyal etkinliğiydi ve Demirkan'ın baş sekreteri olarak E

Demirkan'dan b

giyinme odamda. Mükemme

ı içinde, yırtılmış, narin kumaşı mahvolmuş muh

su, sesi titriyordu. "Hazırladığın e

bir dikiş değildi. Makasla kesilmişti. Cansu'nun mükemmel manikürlü ellerine,

hemen

melerini isteyebilirim," diye tekl

diye feryat

r. Bu tür etkinlikler için aci

ansu her çözümü reddetti, gözyaş

Demirkan içeri g

varırcasınaydı. Sonra, Elara'nın kend

trek bir fısıltıydı. "Belki...

si sıkıldı. Am

kreteriniz olarak, Demirkan Bey, şirketi temsil etmek benim görevim

mesi için birini arayabili

kendi bahanesini ona karşı kullanarak. "Kar

titredi. Nihai silahı

Bu gece benim için ço

özyaşlarıyla ıslanmış yüzünde

rtışmaya yer bırakmıyo

Bey, sorum

kesti, sesi keskindi. "Sormuyorum.

ir nefes aldı, sonra başını salladı. Bitişikteki banyo

kadar uzanıyor, uzun bir deri parçasını ortaya çıka

si içinde parlayan Cansu, aynanın önünde

?" diye sordu, gözlerinde muzaffe

ansu'ya sabitlenmiş, Elara'nın kıyafetinin d

enmiş bir bakış attı. "Acel

çık elbise. Onu giymeye zorlanan kadın. İçi

ezalet olmamı mı istiyorsun? Görd

daha da yırttı, kaba yırtığı cesur, kasıtlı, uyluk hizasında bir yırtmaca dönüştürdü. Saçında

a, bunu kendi şart