umda. Vücudu zayıf ve zihni çöküşün eşiğinde. Hiçbir

ordu. Demir pencerenin yanında duruyordu, sırtı odaya dönük, teşhisi dinliyordu

dar kırılgan olduğunu görmemişti. Onun soğukluğunu, meydan okumasını

ından destekleniyordu. Beyaz bir hastane önlüğü giymişti, yü

e fısıldadı,

"Jale, yatak

Ah, Demir, çok üzgünüm. Bunların hiçbirinin olmasını istemedim.

ıyordu. "Lütfen, Hazan'ı suçlama. Benim. Bütün bu s

erken suçu üstlendi. Demir bir hayal kırıklığı ve çaresizlik dalgası hiss

Jale," diye mırıldandı

rlıyordu. "Ben... beb

ziksel bir darbe

bir hıçkırığa boğuldu. "Beb

işe yaradı. Demir'in göğsündeki bir kıvılcım olan suçluluk bir cehenneme dönüşt

ldi. "Biliyorum tuhaf bir şey isteme

ordu, zihni allak bu

tıydı. "O çok parlak bir sanatçı. Eserleri

dum da... belki benim için bir şey yaratabilir. Bir sanat eseri. Kaybettiğ

rsizdi ki, Demir'in işlemesi bi

rler ki, derin duygulardan yapılan sanatın özel bir gücü vardır. Ve Hazan... seni o kadar

ttirdi. Hazan'dan, şu anki durumunda, ilişkilerini es

cuğu düşündü. Bu ana kadar varlığından bile haberdar olma

e ikna ediciydi. "Eminim bebeğin ruhu için dua etmek üzere

nı iyi kalbi insanlık dışı olmakla suçlamıştı. Suçluluk yoğun

, eli kolunu daha sıkı kavradı. "İyi

ünmüş hissetti, ama Jale'nin kederi, kaybı daha acil, daha som

"Pekala," dedi, sesi g

rıyla dolmadan önce kısa, neredeyse algı

da belirli bir ortam var. Parçayı... gerçekten anlamlı kılac

u. Bakışlarının soğukluğu keskin ve rahatsız ediciydi, kır