la içine itildiği bir
uzun suyu patladı, ay ışığın
ü ilkel bir korku maskesiydi. Tereddüt etmedi. Soru sorm
na ulaştı, öksüren vüc
m, Ceyda. S
rla dışarı koştu, yü
ı. Ceyda ona yapıştı, şiddetle titriyo
n bir parmakla Aleyna'yı işaret ederek.
le buluştuğunda, kafa karışıklığı ya da anlama arzu
iye emretti, sesi al
, fiziksel bir darbe gibi geldi. "Ona dokunmadım," d
mu sanıyorsun?
kıvılcım, ona inandığına dair bir parıltı
Zihninde, kötü adamın ken
kurban. Bir aile gibi görünüyorlardı. Mükemmel, trajik küçük b
sızıydı, ayakta durmayı zorl
sı aniden
"Madalyonum," diye fısıldadı. "Abinin ba
maya çalışır gibi yaptı. "Onu bulma
si acımayla yumuşadı. "Hayı
ktı. Aleyna'nın yanından geçti, omzu kasıt
da kaydı. Korkunç bir saniye boyunca kenarda sa
Öksürerek yüzeye çıktı, ıslak
asına bil
yun üzerinde yankılanarak soğuk ve son
dı, Aleyna'yı karanlık, so
bir köpeği kurtarmak için donmuş bir nehre daldığını hatırladı. Bir hayvan için kendi hayatını riske
Ya da belki hi
ini hissediyordu. Parmakları keskin bir şeye değdi. Kolundan yukarı doğru yakıcı bir acı yayıldı. El
ce soğuktan, sonra yorgunluktan. Karnındaki acı, diğer, da
arından yukarı çekti ve soğuk betona yığıldı, kontrolsüzc
onu içeri getirmiş ve kuru giysiler giydirmişti
Kendini zorlayarak kalktı ve
aydı, başı omzundaydı. Ve Ceyda'nın eli
ir aile yadigârı, eşsiz, sarsılmaz aşkları
n onun eline, sadece onun eline, s
çıkarıyordu. Hayır, parmağından bir yüzük çıkarıp Ceyda'nınkine takıyordu. Bu niş
üzüğü hayranlıkla izled
a Aleyna?
Aleyna'ya göstermediği bir şefkatle
oşaldı. Destek için ka
," dedi, sesi ham
Koray suçlu görünme nezaketini gö
ük, Aleyna," de
fısıldadı, kelimeler boğazın
uçluluğu öfkeye dönerek. "Ama Ceyda kendininki
ki. Daha fazla kırılamayacağını düşünd
r denedi, görülmek, inanılmak
siydi. "Aleyna, çok üzgünüm. Burada olduğum iç
a çalışır gibi yaptı, harek
sesi yumuşak ve affediciydi. "B
ini tuttu ve yüzüğü sı
da'ya koruyucu bir sıcaklıkla baktı. "B
yaydı ama mesa
yse fark edilmeyen bir gülümseme yayı
küçük, gümüş bir şey düştü ve yumuşak
adal

GOOGLE PLAY