r nefes çekti, duman göğsündeki tuhaf huzursuzluğu yatıştırmaya yetmedi. Adamın yağlı kahkahasını, ar
Bunun olmasına izin vermeyecektim. Ölmeyi tercih ederdim. Bütün gücümle kendi dilim
ığına gevşedi. İhtiyacım olan tek şey buydu. Onu it
sim ağzımı dolduran kan yüzünden boğuk ç
ğim bir öfkeyle açılmıştı. Bu onun her zamanki soğuk öfkesi değildi; sıcak, şiddetli bir
ilitlenmişti. İri adamı yakasından tuttu ve yüzüne bir yumruk indirdi. Sonra
vdü. Sonra bana döndü. Göğsü inip kalkıyordu, elleri be
Ölmeye cüret mi ediyorsun?" Bıçağı elimden kaptı ve odanın diğer ucu
r adama vermeye çalışmıştı. Şimdi de ölüm
lleri nazikti. Nadir, nefes kesici bir manzarayla gülümsemişti. Bileziğimden düşen bir lapis lazuli taşını bana uzatmıştı. "Korunman için," demişti, nin
o anı bir yalan gibi geliyordu. T
Dizlerimin üzerine çöktüm
edim, yuttuğum kana rağmen ses
ızda havada asılı kald
ne bakarak, "Aras'ı yanıma almama izin vermen. Geri kal
imenin kendisi zehirmiş gibi. Bana doğru bir adım attı, sonra bir tane daha. Omuzlarımı tu
im karım olacaksın." Beni sertçe itti ve başım yemek masasının köşesine çarptı
r hastane. Bir kalp monitörünün ritmik bip sesi tek sesti. Penc
tanıdık, ıslak bir sıcaklık hissettim. Elime
aya girdi. Gençti, acıma
dedi nazikçe. "B
ersiz beslenme, size verilen maddeden kaynaklanan iç yaralanmala
iziksel bir da
nuz?" diye
keskinleştiriyordu. "Çok zamanınız kalmadı,
kaç
i. Artık bir umut sembolü değildi. Bir alaydı. Bi
olarak değil. Bir köle olarak. Kutay beni en aşağılayıcı el işlerini yapmaya zorladı. Yerleri sildim, tuvale
ılarımdan z
öğleden sonra, yeni doldurduğum kirli su kovasını t
çökerken, ikisinin heyeca
Hanım yarın geri
i? Seyahatte
ada yaşamaya davet etti.
umsal. Hayatta.
ru ola

GOOGLE PLAY