kafatasıma inen bir çekiç darbesiydi. Aynı anda hem hiçbir şey hissetmiyordum hem de her şeyi. Derin, kemiklerim
ı. Kapının aralığından onları izledim, kendi ha
ndajlı kolunu tuttu. "Elim beni öldürüyor, Seli
elini aldı. "Bunu dert etme sevgilim. Ben her şeyi hallederim.
vardı. Benim bilekliğim. Yurt dışı seyahatime çıkarken taktığım bileklik. Komodinimin üzerine bırakmıştım ve geri döndüğümde
. "Al," dedi yumuşakça. "Bu se
muz ilk yıldandı. İlk büyük mimarlık ödülümü yeni kazanmış
tsanmış bir metalden yapıldığını söyledi. Takını zarardan koruyacak ve ona başarı geti
simgesiydi. Benim tılsımımdı. Ve şimdi, onun bileğindey
imizdi. Ve o bunu benim vekilime vermişti. Kutsal sembolümüzü almış ve kirletmişti, ben binler
ılan hayaller... hepsi yalandı. Her biri. Hayatımın tem
e bıraktı. Artık kafa karışıklığı yoktu, bir yanlış anl
düm, zihnim sessiz, ıssız bir manzaraydı. Acı hala oradaydı, derin, zo
l çıkardım. Eşyalarımı toplamaya başladım. Kıyafetler değil, kişisel eşyalar değil. Sadece temel ihtiyaçlar. Sahte pas
eyi almadım. Fotoğrafları, hediyeleri, anıları bıraktım. Onlar onun
dum gerildi. Bir parçam, zayıf, aptal bir parçam, kaçıp sak
yukarı çıktı ve beni yatak odasında bav
ordu, mükemmel kaşları çatılı
topluyorum," dedim, sesim ü
eldi ve arkamdan kollarını bana doladı, çenesini omzuma dayadı. "Dışarı çıkmak zorunda kal
bu kolay yalan, artık canımı bil
ıya dönüştü, "yokluğumu telafi etmeye ne dersi
la doluydu. Ortada, şampanya ve mumlarla iki kişilik bir masa kurulmuştu. Köşede bir yaylı çalgılar
i. Yasal olarak başka bir adamla evli olan bir kadından gelen güzel, pahalı

GOOGLE PLAY