sürenin ardından, bodru

endeledim, vü

Dersini aldın mı?" di

ama boğazım kurum

özür dile,"

k bir fısıltıydı. "Ben... y

in kapı perva

sen, burada kalabilirsin." Korumalar

ncesi beni kırdı. De

boğuldum, gözlerim kı

, yüzünde zafer dolu bir sı

ıyordu ve mekanik bir şekilde keli

larıyla çizilmişti.

gelmiyor," diye

r kamçı gibi şak

nde ona

Evren'in gözlerinde bir anlık bir şey gördüm -pişmanlık mı? tered

ardı. Beni cam kırıkları üzerinde diz çökmeye zorladığında di

kül gi

or, gösterinin ta

ayı çağırdı. "Ona bir ders ver. Ne yan

nanamazlıkla uyuşmuş

kıcıydı. Başım yana sa

na geldi. Yüzüm yanıy

te bir endişe gösterisiyle kol

ı. "Şanslısın ki Kumsal'ın kalbi temiz,"

Hissettiğim tek şey derin, ruhu ezen bir

rim," diye

mırıldanmaya başladı. Ona bir parça meyve yedirdi, dikkati tamamen onda

k pahalı halıya düştü.

r şaşkınlıkla. "Hâlâ yerde. İnsanla

çıkarılırken, Kumsal'ın Evren'e fısıldadığını

edim ve alnımdaki

vermesine asla izin vermeyeceğine, beni her za

boş s

n önüne oturdum

ş ve şişmişti. Alnındaki kesik kabuk ba

nazikçe ant

fendi," diye fısıldadı.

deki bir yara, ruhumdaki ya

kaydı. Ekran bir ger

birkaç

celeri nihayet uyudum. Aylardır beni rahatsız eden kâbuslar gi

vuruş beni derin bi