ın Göz
getirmesini bekliyordum. Serin hava dam
erken mi g
dönmedim. Yanıma geldi, elinde tek, mükemme
zlerine. "Senden hiç
en çok şey aldın zaten, Alya. Arda'nın dört yılını. Ama endişe
" dedim, sesim dümdüz
zleri kötü niyetle parlıyordu.
attı. Karşıdaki binanın inşaat iskelesi çökmüş, metal direkle
anikle solgundu. Gözleri kalabalığı ta
a parlıyordu. Ağır bir çelik kiriş, kırık iskelenin kenar
mılda!" di
ldan itti, yere yuvarlanırken vücudun
r metal parçası, bir boru, karışık enkazdan kop
a çarpan, dizimi büküp beni kaldır
reyen bir Selin'e sıkıca sarılmış, ben birkaç metre ötede
doldurdu. Bacağım ağır bir alçı içindeydi, bir yastık yığınının üzerind
rdu. Endişeli görünmeye çalışıyordu ama bu kötü prova edil
a koştu, elimi tuttu. "Al
ninin dokunuşu b
ırıltı olarak çı
onun ihtiyaçlarını ilk sıraya ko
ma yayıldı. "Sadece birkaç sıyrık
zümü ondan çevirerek
belki suçluluk - vardı. Ama geldiği gibi çabu
eğini bi
uyuyormuş gibi yaptım. Arkasında bı
a parlak, fazla neşeli bir buket gülle ge
ı ve yine gitti, arkasında Seli
irdi. "Kocanız çok sadık," dedi nazik bir gülümsemeyle. "Ço
saj belirdi. Tek bir fotoğraftı. Arda ve Selin, hastane kafeteryasında birbirlerine sokulmuşlar, Ar
ü. Bu acı, bu kırık kemik, bir hediyeydi
girdi. "Sizi birkaç gün daha tutacağ
m şaşırtıcı derecede güçlüydü
sı ardına k
rton bardak kahve, yüzü saf, şaşkın

GOOGLE PLAY