i baraj
ım gerçeğin, Mert'in bir yalan ve tıbbi jargon dağı altında gömmeye çalıştığı gerçeğin bir onayıydı. O anda,
keder ve rahatlama sesiydi ki dizlerimin bağını çözdü. Cihan o aynı şaşırtıcı hızla
tek şeydi. Onun kokusu—o temiz, pahalı yün ve benzersiz erkeksi bir şeyin k
ulca, beni deri sandaly
klik yarattı. Artık beni kale gibi masasından sorgulamıyordu. Daha yakındı, bekliyordu. Vücut dili durgundu,
ona her şe
n geldiğim küçük işaretleri anlattım. Sözde arkadaşım Selin'i anlattım. Hamile olduğumu öğrendiğim günü, hayatımın tek en mutlu
pana kısılmış hissetmekten bahsettim. Sesim çatladı ve kırıldı, gözyaşlarım yüzümden süzüldü, ama dur
Bakışları hiç tereddüt etmedi ve her kelimeyi, her gözyaşını, sesimdeki her titremeyi emip bir kenara not aldığına dair sinir bozucu bir hiss
boşalmış bir halde, tek ses kendi pürüzlü nefe
e bir kasın seğirdiğini izledim, her
im, panikle karışık. *Bir hata yaptığını düşünüyo
tu, sadece bir sözün soğuk, sert kesinliği vardı. "Ekibim zaten şirketinin varlıklarını dağıtıyor. Yarına kadar Sterling Grubu bir kabuk olacak. Hafta
çeği ve hızı korkutucuydu. Gücünü bir cerrahı
evasa pencereye yürüdü. Gri ışık, keskin pr
hala bana dönüktü. "Bu, anlaşmamızın il
geri dönemezsin. Bir otelde kal
. Mert bizimkini bir yalanlar evine
kafa karışıklığımı hissetmiş gibi. "Or
rahatlatıcıydı. Tartışamayacak kadar bitkindim, yalnız kalamayacak kad
ğmurlu şehri bir suluboya tablosu gibi gösteren renkli camlı şık siyah bir arabada götürdü. Koltuklar yumuşak deriydi ve
pencerede desenler çizmesini izledim, yansımam şehir sokaklarının üzerine bindirilmiş solgun, hayaletimsi bir görüntüydü
sinin tepesindeydi. Asansör doğrudan daireye
caklık vardı. Kalın, krem rengi bir halı mermer zemini yumuşatıyordu. Şu anda yanmayan bir şömine, koyu, cilalı bir taş duvara yerleştirilmişti. Tüm uzak duvar camdı, fırtına bulutları
lendi Cihan, sesi geniş
kırışık gözleri ve gevşek bir topuzla toplanmış gri saçları vardı. Basit siyah
tü ve gülümsemesi sempatiyle yumuşadı. Hemşire formamı, gözyaşı leke
cak. Lütfen ona misafir süitini gösterin ve giyecek bir şe
an dökülürken o kadar tuhaf,
e başını salladı ve bana döndü. "Elbette
bir odaya götürdü. Kendi balkonu, bir yığın yumuşak beyaz yastıklı kr
ömme dolabın kapılarını açarak. Basit şeyler—kaşmir kazaklar, ipek pijamalar, yumuşak pamuklu pantolonlar. "Cihan burayı
. "Cehennemden çıkmış gibisin çocuğum. Burada güvendesin. C
arkasından u
ktım. Bir yabancı bana bakıyordu. Yüzü solgun ve zayıftı, gözleri geniş ve periliydi, dağınık bir saç yumağıyla ç
, su basıncı güçlü, sıcak bir çağlayandı. Uzun bir süre spreyin altında durdum, cildimi ham ola
bir havluya sarıldığımda, sonunda bastır
m
ydim, buz ve çelikten bir adama evliydim. Ama çok uzun bir süredir ilk kez güvendeydim. Ve Ci
GOOGLE PLAY