nın Gö
Ay elçisiyle, naklimin hazır olduğunu teyit eden sessiz bir savaşçıy
e sanki tahtıymış gibi uzanıyordu, bir bacağını raha
rlar belgeleri hazırladı," dedi, sesi zehirle karıştırılmış bal gibi pür
ahkaha attım. "Acele
dece uzatıyorsun. Ne istiyorsun? Para mı? Bö
dım, parmaklarım Kanlıtaş Sürüsü'nün kabartmalı mührünü takip etti. "B
eni ilk kez sarsıldı.
r dersti. "Bir eşin hamileliği sırasında, erkeğin reddetme başlatma hakkı yoktur. Bu, Tanrıça'nın kendisi taraf
ayatta kalma yasasını bilen bu sürüsüz, dünyamız
e masadan kalemi aldım. Mürekkep, dişi eş için ayrılan satıra Alara Akay
İşte. Tamamen senin
ırıltıyla üzerime atıldı. Eli yüzümde patladı, da
ırdı. "Seni aciz,
adığı yere acımasızca saplandı. İçimi yakan, kör edici bir acı saplandı. Sanki iç organlarım parçalanıy
h, Tanrıça
çıracağım kadar hızlı bir hareketle, köşedeki beşiğinden kendi yavrusunu kaptı v
ve zarar görmeyen yavru
kollarına aldı. "Bebeğim! Bebeğim!" diye çığl
açıldı. Demir orada duruyordu,
reyen bir parmakla beni işaret ederek. "Alara be
caklayan Lara'ya, sonra da masaya yığılmış,
edi. Tek bir
ladı, Şifacı için bağırıyordu. Yere kaydığımı, etrafımda kendi kan gölü

GOOGLE PLAY